Üç bin yıllık tarihi, Roma, Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemine ait arkeolojik eserlerin sergilendiği müzesi, ağlayan ağacı, tavşan adası, üzerinde üç uygarlığın izleri olan ve ilk olarak Romalılar tarafından inşa edilen ve sonrasında Bizans ve Cenevizliler tarafından kullanılmış olan kalesi, Roma döneminde inşa edilen Kemere Köprüsü, 9. yüzyılda Amasra Kalesi içerisinde yapılmış olan ve bir Bizans kilisesi olan, Fatih’in Amasra’yı fethedişinden sonra camiye dönüştürülen Fatih Camii, Cenova Şatosu, Osmanlı Hamamı, Bedesten, Çekiciler Çarşısı, Amasra Salatası ve lezzetli mezgit tavasıyla, Anadolu’da bir benzeri bulunmayan Roma dönemi Kuşkayası Yol Anıtı’yla, tertemiz bakir koyları ve plajlarıyla, en önemlisi turizmle yaşayan güzel yüzlü insanlarıyla Amasra ilçesi önemli bir yere sahip.
Bu yıl tüm bu güzellikler eşliğinde Uluslararası Açık Su Yüzme Maratonu düzenlendi. 1500 – 3000 metrelik Uluslararası Amasra Açık Su Maratonu’nda 340 yüzücü şampiyon olmak için kulaç attı.
Amasra Kaymakamlığı, Amasra Belediyesi ve İstanbul Yıldızlar Yüzme Spor Kulübü iş birliğiyle gerçekleştirilen yarışmada, kadınlar kategorisinde bin 500 metrelik parkurda Ceyda Şevval Çelenli, erkekler kategorisinde ise Hasan Emre Musluoğlu birinci oldu. 3 bin metrelik parkurda ise kadınlarda İlayda Keloğlu, erkeklerde Emre Candan yarışı birinci olarak tamamladı.
Tarihiyle ve doğasıyla önemli bir yere sahip olan Amasra’da böyle güzel bir etkinlik yapmanın mutluluğunu il olarak hep birlikte yaşadık.
2014 yılında UNESCO tarafından Dünya Geçici Miras Listesine alınan Amasra’nın marka olmasına adına faydalı bir etkinlik oldu.
Emeği geçenleri tebrik etmek gerekiyor. Kültür ve turizm anlamında olan ilçemizin spor anlamında da adını duyurması spor kenti olduğumuzun en güzel örneği oldu.
Bu tür etkinliklerin desteklenmesi gerekiyor. Hatta bu tür etkinlikleri geleneksel hale getirsek nasıl olur?
Açık Su Maratonunu geleneksel hale getirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Fatih Sultan Mehmet’in Amasra’ya baktığında yanında ki lalasına ‘Lala lala Çeşm-İ Cihan Bu Mu Ola?’ diyerek, dünyanın gözbebeği olarak nitelendirdiği Amasra’ya bu organizasyon yakıştı diyebiliriz.
FİRMA İLE YAPILAN SÖZLEŞMEYE DİKKAT
İl genelinde ilkokul ve ortaokullarda öğrenci taşıma işi yapan servis şoförlerinin 2016–2017 yılı eğitim öğretim yılında ücretlerinin ödenmemesi üzerine yaşanan soruna İl Milli Eğitim Müdürlüğü bir çözüm buldu.
Sözleşmeye göre ihaleyi alan firma şoför esnafına ödeme yapmadan Milli Eğitim Müdürlüğü’nden parasını alamayacak. Şoför esnafına ödeme yaptığı takdirde firmanın hesabına parası geçilecek.
İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir ‘in talimatıyla sözleşmeye eklenen maddelerle şoför esnafının kanayan yarası olan taşıma ücretlerin yatırılmama olasılığı ortadan kalkmış oldu.
Yalnız burada önemli olan bir husus var. İhaleyi alan firma ile şoförlerin noterde yapacakları sözleşmeye çok dikkat etmesi gerekiyor. Eğer sözleşme düzgün yapılmazsa şoförlerin sıkıntı yaşama olasılığı yüksek. O yüzden önceki yıllarda yaşanan sıkıntıların yaşanmaması için şoför esnafı noterde sözleşme yapmadan önce İl Milli Eğitim Müdürlüğü’yle görüşmeli. Nasıl bir sözleşme yapılacağı konusunda bilgiler almalı.
İl Müdürümüz Sayın Yaşar Demir, şu ifadelerle konuyu anlatıyor; “Temel eğitim dediğimiz ilkokul ve ortaokul ihaleleri yapıldı. İtirazlar ve evraklar inceleniyor. Daha sonra ilgililer davet edilecek ve sözleşmeler imzalanacak. Liselerde kayıtlar başlamadığı için liselerin planlaması devam ediyor. Şoför arkadaşlar için sıkıntısız geçireceğimiz bir dönem olması konusunda üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Tabii şoförlerimiz de sözleşmelerini dikkatli yapsınlar istiyoruz. Sözleşmelerini noterden yaparken dikkatli olsunlar. İnşallah kazasız bir dönem olur.”
Bu konuyla ilgili birçok haber yaptım. Köşe yazılarımda yer verdim. Konuyu gündemde tuttum. İl Milli Eğitim Müdürüne her gördüğüm ortamda sordum.
Sağ olsun Sayın Müdürümüz her zaman içtenlikle yanıt verdi. Sorunun çözüleceğini söyledi. İnşallah önümüzdeki yıl böyle bir sıkıntının yaşanmayacağını ifade etti.
Tek önemli husus yeniden söylemekte yarar var. Şoförle firma arasında noterde yapılacak olan sözleşme. Aman diyim sözleşmelerde dikkatli olun…
İL ÖZEL İDARESİ BÜYÜK BİR EKSİKLİĞİ GİDERDİ
Bartın İl Özel İdaresi, karavan tatilcileri için Bartın’ı en gözde uğrak yeri haline getirecek bir projeyi hayata geçirerek büyük bir eksikliği giderdi.
6 adet bungalov ev, 30 araç kapasiteli karavan park alanı ve çadır kamp ile hizmet veren Mugada Kamp Karavan Alanı önemli bir hizmet veriyor.
Tamamı klimalı, set üstü ocak ile mini buzdolabına sahip bungalov evlerin her birinde 4 kişinin konaklamasına imkân sağlanabiliyor.
Söz konusu tesislerden istifade etmek isteyenler bayrama az bir süre kalmasına karşın hala geç kalmış değil. Geçici rezervasyon yaptırmak için Başvuru Formu'nun doldurulup, [email protected] e-posta adresine veya 0378 227 66 38 nolu faksa gönderilmesi yeterli. Yapılan başvurular tercih edilen tarih aralıklarına göre değerlendirildikten sonra kesin kayıtlar için başvuru sahibine bilgi verilecek. Rezervasyon yaptırmayanlar da tesislerin girişinde ödemelerini yaparak burada konaklayabilirler.
Gerçekten geçtiğimiz günlerde gezip gördük. Çok güzel doğayla iç içe bir yer. Deniz, kum ve orman bir arada…
Arıönü (Mugada) bungalow evleri daire başı gecelik konaklama kurum personeli 75 TL, kamu personeli 125 TL ve kamu dışı 150 TL, Arıönü (Mugada) Karavan Park Alanı kurum personeli 25 TL, kamu personeli 30 TL ve kamu dışı 35 TL, Arıönü (Mugada) Çadır Kamp Alanı kurum personeli 15 TL, kamu Personeli 20 TL ve kamu dışı 25 TL, Arıönü (Mugada) Karavan Park Alanı ve Çadır Kamp Alanı Elektriği 7 TL olarak İl Genel Meclis Toplantılarında belirlendi. Ancak bungalow evleri daire başı gecelik konaklama ücreti herkese 75 TL olarak veriliyor. Yani indirime gidildi.
Fiyatın düşük tutulması çok önemli. Çünkü Mugada plajı çevre illerden ve Zonguldak’ın Bartın sınırında bulunan köylerinden gelen vatandaşlarla dolup taşıyor. Ankara’dan da insanlar akın ediyor. Fakat günü birlik gelip gidiyorlar. Mugada’da kalan yok.
İşte böyle bir yerin olduğunu duyurmak için tanıtım önemli.
Bartın İl Özel İdaresi tanıtımda biraz geç kaldı. Bunu aylar öncesinden yapmalıydı. Geçtiğimiz günlerde basın mensupları Mugada’ya davet edilerek, bu alanın tanıtımı istendi.
Basın üzerine düşeni yaptı. Bu alanı gündeme getirerek geniş yer verdi. İl Özel İdaresi tanıtımın yanında önemli bir şeye daha imza attı. 150 TL olan konaklama fiyatını 75 TL’ye çekti.
Karavan Park Tesislerinin arkası orman, karşısı deniz. Deniz, kum ve orman bir arada, hepsini bir arada barındıran ender yerlerden biri.
Tek eksiği tanıtım…
Bir de birkaç eksiklikleri gördüğüm kadarıyla anlatmaya çalışayım. Bence bungalow ev sayısı artırılmalı. Sosyal alan anlamında da sıkıntılar var. Böyle bir alan ayrılmış fakat herhangi bir çalışma yapılmamış. Sadece tel çit ve beton zemin… Öylece duruyor.
Tenis, basketbol, voleybol veya futbol oynanabilecek alanlar oluşturulabilir.
Bir de bu alanın yeşillendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çim ekilebilir veya hazır çimler olabilir. Çiçeklendirilebilir.
Yaz mevsimi nedeniyle İl Özel İdaresi tarafından görevlendirilen kişilerin oradaki varlığı da önemli. Alanın korunması, bakımı ve kiralanması adına önemli görev üstleniyorlar.
Yaz ayında burada görevli bulunacak. Peki ya kışın…
Kış ayında bu alanın korunması da önemli. Alanın bulunduğu yer Mugada plajının ıssız yeri. Korumak ve kollamak gerektiğini düşünüyorum.
BİR TARAF İSTİYOR BİR TARAF İSTEMİYOR
Bartın Merkeze bağlı Gözpınar Köyü’nde yaşayan vatandaşlar, köyün su deposunun yanında köy tüzel kişiliğine ait bir arazide özel bir GSM operatörünün kurmak istediği baz istasyonuna karşı çıkıyor.
Neden karşı çıkıyoruz? Bu sorunun yanıtını bilmek de önemli. İnsan sağlığını tehdit ediyor mu?
Bunu yetkili mercilere sormak ve ona göre hareket etmek gerekir diye düşünüyorum. Eğer bir mücadele yapılacaksa hep birlikte yapalım. Ancak önce soralım. Zararı var mı yok mu?
Gözpınar kurulmasın diye imza toplarken Bartın Merkeze bağlı Hatipler, Büyükkızılkum ve Arıönü sahil köyleri başta olmak üzere Beşköprü, Kızılelma, Küçükkızılkum, Hacıosmanoğlu ve Akbaba köylerinde herhangi bir yere verici kurulması için imza kampanyası başlatıldı.
Bir taraf kurulmasın diye mücadele ediyor. Diğer taraf da kurulsun diye…
Ancak bunların birbiriyle bağlantısı yok. Hatta birbirlerinden haberleri de yok. Çünkü Gözpınar’a kurulacak olan vericinin diğer köylere etkisi yok. Etki alanı sadece 4-
Gözpınar’da gerçekleştirilen baz istasyonu kurma çalışmalarının İl Özel İdaresi tarafından durdurulduğu ifade ediliyor. Durum biraz karışık.
Peki diğer köyler ne yaptı? Diğer köyler de kurulsun diye imza kampanyası başlattı.
731 imzalı dilekçeyi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Samsun Bölge Müdürlüğü’ne gönderdiler. Hatta bu dilekçeler için de Bartın Valiliği’ne Büyükkızılkum Köyü Muhtarı Ersin Değer’in imzasıyla başvuruda bulunarak kurumlar üzerinden gönderilmesi talep edildi.
731 imza içerisinde bölgedeki köylerden sadece 2 muhtarın imzasının olması da çok garip.
Neden vatandaşın yanında olunmadı? Dilekçe sadece Büyükkızılkum ve Akbaba Köylerinin muhtarları tarafından imzalandı.
Bu bir talep dilekçesi. Devlete insanlar mağdur olduklarını bildiriyorlar. Yerel yöneticiler halkın mağduriyetini giderme adına bir adım atmıyorsa görevleri nedir acaba?
Her şey yol, su ve elektrik değil… Bu konuda söylenecek çok şey var. Fakat konuyu burada kapatıp, vatandaşların talebine dönelim.
Sonuç olarak Bartın Valiliği aracılığıyla toplanan dilekçeler Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Samsun Bölge Müdürlüğü’ne ulaşacak. Emek veren, destek olan herkese teşekkür etmek gerekiyor.
Mağduriyeti dile getirme adına örnek bir davranış olarak görüyorum. Sorun çözülür veya çözülmez…
Önemli olan talep etmektir. Devletimiz talep edilen hiçbir şeyi geri çevirmemiştir. Her zaman milletin istekleri göz önünde bulundurulmuştur.
Gerekli incelemelerin ardından talep edildiği gibi sorunun giderilmesi adına çalışma yapılıp yapılmayacağına karar verilecektir.
Dilekçelerin dikkate alınacağını ümit ediyorum. İmza kampanyasına gönülden destek olan 2 köy muhtarımıza teşekkür ediyorum. Tekrar emek verenleri tebrik ediyorum.
ÖLÜM KAVŞAĞINA BURCU DURAN’IN ADI VERİLSİN
Bartın merkezde Gölbucağı Mahallesi’nde bulunan ve özellikle adını yaralamalı ve ölümlü kazalarla duyuran Vali Konağı Kavşağı’nın virajlı olması ve uyarı işaretlerinin yetersiz oluşu nedeniyle adı ölüm kavşağına çıkan yerde önlem alınması için ilgili kurumlara dilekçe ile başvuru yapılmıştı.
Yukarıda bahsettiğim gibi devletimiz kendisinden talep edilenlere kulak verdi. Yapılan dilekçeli başvurular sonucu kavşakta genişletme ve ışıklandırma çalışması başlatıldı.
Yolların kesiştiği, ölüm kavşağında son aylarda birbiri ardına meydana gelen trafik kazaları nedeniyle bu alana trafik lambası konuldu.
Bu kavşağında gündemde kalması için elimizden geleni yaptık diyebilirim. Basın olarak üzerimize düşeni yerine getirdiğimizi düşünüyorum.
Tabii burada söz konusu kavşakta meydana gelen kazada kızını kaybeden Gölbucağı Mahallesi Muhtarı Şermin Duran’ın emeği çok büyük. Allah kendisine sabır versin. Mahalle halkına uzun yıllar hizmet etmeyi nasip etsin.
Kavşak kullanıma açılınca Sayın Muhtarımızın bir talebi oldu. Çok anlamlı ve bence bir o kadar da dikkate alınması gereken bir talep…
Gölbucağı Mahallesi Muhtarı Şermin Duran, kavşağa kızının adının verilmesini istiyor.
Bırakın muhtarlığı ve siyaseti bu kavşakta kızını kaybetmiş bir anne feryat ediyor.
Bu isteğine kulak vermek gerekiyor. Kavşağa bu genç kızın adını verelim. Kavşakta yaşanılan kazalar böylece unutulmasın. Hem de kavşakta hiçbir suçu yokken hayatını kaybeden bu genç kızın adı yaşasın…
Bunun kime ne zararı olur?
Kavşakla ilgili Sayın Muhtarımızla sohbet ederken aynen şu ifadeleri kullandı; “Valilik Konağının çıkışında bulunan kavşakla ilgili mahalle halkımızla birlikte çok sayıda dilekçeyi ilgili kurumlara vermiştik. Burada yaşanılan kazaları ve tehlikeyi verdiğimiz dilekçelerle ifade etmeye çalıştık. Burada ki söz konusu kavşakta yavrumu kaybettim. Başka canların yanmaması için mücadele verdik. İnşallah bu kavşak o yol için bir nebze de olsa çözüm olacaktır. Başkan canların yanmamasını sağlayacaktır. Kavşakta ışıklandırma yapılması pek de kolay olmadı. Dilekçeler hazırladık. Basın aracılığıyla konuyu sürekli gündemde tutmaya çalıştık. Sıkıntılı olan bu yol için önlem alınmasını sağlamaya çalıştık. Kavşağa kızımın adını verseler. Ömrü billah o kaza unutulmaz. 100 sene sonra da hatırlanır. Neden bu kavşağın adı Burcu Duran denildiğinde ‘Burada meydana gelen kazada bu kızımız kaldırımda yürürken canını kaybetti’ diye söylenir. Böylece kaza da unutulmaz. Karayolları bu konuda inşallah duyarlı olurda yapar.”
Zor bir istek mi bu? Yapılması bu kadar zor mu? Ben yetkilileri bu annenin feryadına kulak vermeye davet ediyorum. Ben umuyorum ki her konuda hassas davranan Sayın Valimiz bu konuda da gerekenin yapılmasını sağlayacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.