• BIST 9722.09
  • Altın 2428.571
  • Dolar 32.5199
  • Euro 34.8
  • Bartın 20 °C
  • Ankara 21 °C
  • Bolu 22 °C
  • Kastamonu 19 °C
  • Zonguldak 20 °C
  • Karabük 20 °C
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!

Bartın İl Oluşunun 31. Yılını Kutluyor

7 Eylül 1991 tarihinde 28.08.1991 tarih ve 3760 sayılı yasayla il statüsüne kavuşan Bartın'ın il oluşunun 31. yılı kutlanıyor.
Bartın İl Oluşunun 31. Yılını Kutluyor

7 Eylül 1991 tarihinde 28.08.1991 tarih ve 3760 sayılı yasayla il statüsüne kavuşan Bartın'ın il oluşunun 31. yılı kutlanıyor. 1920 yılında Zonguldak Mutasarrıflığına bağlanan Bartın, 1924 yılında Zonguldak’ın il olmasıyla birlikte bu ilin ilçesi haline geldi. 7 Eylül 1991 tarihinde de 28.08.1991 tarih ve 3760 sayılı yasayla il statüsüne kavuştu. 31 yıl önce il statüsüne kavuşan Bartın, geçen süre zarfında ekonomik, sosyal, kültürel, sanatsal, eğitim, sağlık gibi birçok alanda gelişme çabası gösterdi. Türkiye’nin 74. ili olan Bartın, 4 bin yıllık köklü geçmişi, tarihi kültürel mirası, coğrafi özellikleri, misafirperver ve cana yakın insan yapısı ile her zaman önemli bir yere sahip oldu.

Bartın Tarihi ve Coğrafi Yapısı

Bartın Adının Kaynağı
“Parthenia”dan Bartın’a dönüşen adın kaynağı “Parthenios”tur. Bartın Irmağı’nın antik çağdaki adı olan Parthenios; Yunan mitolojisinde, Tanrıların Babası Okenaus’un çocukları olan yüzlerce tanrıdan birisi ve “Sular Tanrısı”dır. Kısacası Bartın ismi “Sular İlahı veya Muhteşem Akan Su” anlamlarına gelir. Antik çağda Parthenios adı verilen Bartın Irmağı’nın kenarında kurulan Bartın kentinin Parthenia adıyla anıldığı ve bu ismin zamanla Bartın’a dönüştüğü yazılı kaynaklardan anlaşılıyor.

Eski Çağlarda Bartın
Bartın’ın ilk sahiplerinin, M.Ö. 14.yy.da Gaskalar ve M.Ö. 13.yy’da Hititler olduğu kabul edilmekte, daha sonra Bolu havalisine yerleşen Bitinyalılar ile Kastamonu havalisinde hüküm süren Paflagonyalıların, sınırlarını Parthenios’a kadar genişlettikleri böylece Bartın topraklarının bu iki egemenliğin sınırları içinde yer aldığı biliniyor. M.Ö.12.yy. sonlarında Bithynie bölgesindeki Bartın Friglerin, Paplagonie bölgesindeki Amasra Fenikelilerin eline geçmiş, Fenikeliler; Amasra (Sesamos), Ereğli (Heraklia), Sinop (Sinope) ve Tekkeönü’nde (Kromna) ilk Sayda Kolonilerini oluşturmuşlardır. M.Ö. 9.yy.da Akdeniz’deki güç dengelerinin bozulmasıyla Fenikeliler ve ortakları Karyalılar Amasra ve Kromna’yı terkettiler. Bartın ve çevresi, M.Ö. 7.yy. sonlarında Kimmerlerin, M.Ö. 6. yy.da Lidyalıların, M.Ö.547 yılında da Perslerin hakimiyetine girdi. 216 yıllık Pers döneminde Karadeniz Kolonileri Perslon dostluğu sayesinde uzun süre bu statülerini korudular.

Bir Çok Medeniyete Ev Sahipliği Yaptı

M.Ö. 334 yılında, Makedonya Kralı İskender, Perslerin hakimiyetine son vererek bölgenin sahibi oldu. Bartın ve Ulus’un yönetimini “General Eumenes”, Amasra ve Tekkeönü’nün yönetimini de Fridya Satrabına bıraktı. Ancak, Amasra yönetimi M.Ö. 302-286 yılları arasında el değiştirerek Kraliçe Amastris tarafından yönetilmeye başlandı. M.Ö. 12. yy’dan beri Sesamos adıyla anılan kent 16 yıllık Kraliçe Amastris Döneminden sonra kraliçenin adını aldı. Bu dönemde; Kromna (Tekkeönü), Tios (Filyos-Hisarönü) ve Kyteros (Gideros) sitelerinden oluşan Symoikismos Siteler Birliğine Başkent oldu. M.Ö.286 yılında Kraliçe Amastris, oğulları tarafından bindiği gemi batırılmak suretiyle öldürülünce kent yeniden Eumenes’ce yönetilmeye başlandı. Amasra ve Bartın çevresi yöredeki savaşlar sonrasında M.Ö.279 yılında Pontus Krallığının egemenliğine girdi.

Bizans Döneminde Bartın ve Amasra
M.Ö. 70 yılında Anadolu’ya giren Romalılar Pontus Krallığının Egemenliğine son vererek yöreye sahip oldular. Roma döneminde Bitinya ve Pontusun Paflagonya’daki bölümü Bitinya-Pontus eyaleti olarak Satraplıkla yönetilmeye başladı. Amasra bu eyaletin Pontus bölümü başkenti oldu. M.S. 395 yılına kadar Roma İmparatorluğu’nun, Roma-Bizans bölünmesi üzerine de Bizans’ın payına düşen Bartın ve çevresi uzun yıllar Bizans’ın hakimiyetinde kaldı.

Ortaçağda Bartın ve Amasra
Bartın ve çevresi M.Ö. 390 yıllarında Hazar hükümdarı Sahip Han komutasındaki Peçenek ve Kumanların, M.S. 798 yıllarında Abdülmelik komutasındaki Müslüman Arapların, 800 yıllarında Selçukluların ve 865 yıllarında da Rusların yoğun akınlarına hedef oldu. Türklerin yöreye ilgisi 1084 yıllarında başladı. Kutalmışoğlu Süleyman Bey’in Komutanlarından Emir Karatigin 1084 yılında Sinop, Çankırı, Kastamonu ve Zonguldak’ı alarak yörede Bartın, Ulus, Eflani, Safranbolu ve Devrek’i de kapsayan bir Türk Emirliği kurdu. Ancak, 1086 yılında Süleyman Bey’in ölümü ve 1096 yılında başlayan 1. Haçlı Seferleri, Kuzeybatı Anadolu’ya yerleşen Türkler açısından ciddi sıkıntılar yarattı. Haçlı müttefiklerle Bizans arasında yapılan anlaşma sonrasında başta Amasra, Sinop ve Ereğli olmak üzere İstanbul’dan Samsun’a kadar tüm Karadeniz sahili yeniden Bizans’ın hakimiyetine girdi. Bartın ve çevresi ise Bizans’tan sonra 11. yy. sonlarında Anadolu Selçukluları’nın eline geçti. 200 yıllık Selçuklu döneminden sonra 1326’da Kastamonu yöresine hakim olan Candaroğulları Beyliği ve 1392’den itibaren de Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yer aldı.

Osmanlı Döneminde Bartın
1402 yılında yapılan Ankara Savaşı sonunda bir ara İsfendiyaroğlu Beyliği’nin eline geçen kent 1461 yılında tekrar Osmanlı Devleti egemenliğine girdi. 1460 yılına gelindiğinde, Bartın ve Çevresi; Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde, Amasra ise Ceneviz Kolonisi idi. Anadolu’da Türk birliğini sağlamak Cenevizlilerin elinde bulunan Karadeniz ticaretini ve denizyolunu ülkesine kazandırmak amacıyla Kuzey Anadolu Seferine hazırlanan Fatih Sultan Mehmet Han, ilk hedef olarak Amasra, Kastamonu ve Sinop’u seçti. 1460 yılında, Fatih Sultan Mehmet Üsküdar’dan avlanmak bahanesiyle yola çıkarken, Mehmet Paşa Komutasındaki Osmanlı Donanması da denizden hareket etti. Fatih, Bolu’ya geldiğinde Kastamonu ve Sinop yörelerine hakim olan ve Candaroğulları Beyliği’nin devamı sayılan İsfendiyaroğulları’nın Beyi İsmail Bey, padişaha kıymetli eşyalar göndererek bağlılığını bildirdi. Yoluna devam eden Fatih, Ekim ayında Bartın’a gelip ordugahını bugünki Orduyeri’ne kurdu. Donanmayla haberleşme sağlayan haberciler, Donanmanın Amasra açıklarında göründüğünü bildirdiklerinde, Amasra üzerine yürüyen Fatih, Ceneviz Senyoru’ndan kan dökülmeden Amasra’yı teslim aldı. Bartın, Osmanlı döneminin 1460-1692 yılları arasında Anadolu Beylerbeyliği’ne bağlı Bolu Sancağı sınırları içinde yer aldı. Bolu Sancağının kaldırılmasıyla 1692-1811 yılları arasında Voyvodalıkla yönetilen Bartın, 1811 yılında da Kastamonu Vilayetine bağlı olarak yeniden kurulan Bolu Sancağına bağlandı. Bu dönemde ticari potansiyeliyle bölgenin pazar yeri olan ve Oniki Divan adını alan Bartın, 1867 yılında ilçe oldu. 1876 yılında da Belediye Teşkilatı kuruldu.

 

Cumhuriyet Döneminde Bartın
1920 yılında Zonguldak Mutasarrıflığına bağlanan Bartın’ın 1924 yılında Zonguldak’ın il olmasıyla birlikte bu ilin ilçesi haline geldi. 07 Eylül 1991 tarihinde de 28.08.1991 tarih ve 3760 sayılı yasayla da il statüsüne kavuştu. Bartın iline bağlı ilçelerden Osmanlı döneminde ilçe iken Cumhuriyetle birlikte bucak statüsüne düşürülen Amasra 1987 yılında yeniden, Ulus 1944 yılında, Kurucaşile ise 1957 yılında ilçe oldu. Bartın’ın halen Merkez, Amasra, Ulus ve Kurucaşile olmak üzere 4 ilçesi, Kozcağız, Kumluca, Abdipaşa ve Hasankadı beldeleriyle birlikte toplam 8 Belediyesi ve 262 köyü bulunuyor.

Coğrafi Yapısı

Coğrafi Konumu
Batı Karadeniz bölgesinin, 201.711 nüfuslu 2140.00 km 2 yüzölçümü olan şirin bir ili olan Bartın il merkezinin rakımı 25 metredir. Kuzeyini 59 km’lik sahil şeridiyle Karadeniz çevrelerken, doğuda Kastamonu, güneydoğuda Karabük, batıda ise Zonguldak illeriyle komşudur. Bartın merkezi Amasra’ya 19 Km, Kurucaşile’ye 52 Km ve Ulus ilçesine de 37 Km uzaklıktadır.

Dağları
Bartın; doğu, batı ve kuzeyden yüksekliği 2000 metreyi geçmeyen dağlarla çevrilidir. Dağlar, yüksek olmamakla birlikte oldukça dik, sahillere doğru sarp ve kayalıktır. En yüksek nokta 1619 m olan Keçikıran Tepesi’dir. İlin önemli dağları; Aladağ, Kocadağ, Karadağ, Kayaardı, Karasu ve Arıt dağlarıdır. Kent merkezini batıdan Aladağ, kuzeyden Karasu dağları ve doğudan Arıt dağları kuşatmaktadır.
Ovaları ve Yaylaları
Bartın Irmağı ve kolları tarafından derin bir biçimde parçalanan arazi çok engebeli bir görünümdedir. Irmağın genişlediği alanlarda ve dağların oldukça dik yamaçları arasında dar ve derin vadiler yer alır. Kent merkezlerine inildikçe düz ovalar artmaktadır. Ulus ilçesinde Uluyayla, Kumluca beldesinde Ardıç (Gezen) ve Kokurdan yaylaları, Arıt Köyünde Zoni Yaylası muhteşem doğa güzellikleriyle dağ ve yayla turizmi açısından önem arzeder.
Akarsuları
Bartın’ın en önemli akarsuyu, milattan önceki yıllarda Parthenios adı ile anılan ve kente adını veren Bartın Irmağı’dır. Bartın Irmağı’nın iki ana kolunu oluşturan Kocaçay ve Kocanaz Çayı, Bartın merkezinde Gazhane Burnu’nda birleşip 14 km yol kat ederek Boğaz mevkisinde Karadeniz’e ulaşır. Kocanaz Çayı güneyden doğup Kozcağız’dan kuzeye doğru akarken, 107 km uzunluğundaki Kocaçay Kastamonu’dan gelip Ulus’tan geçen Göksu ve Eldeş Çayları (Ulus Çayı) ile bunlara katılan derelerden oluşur. Arıt ve Mevren derelerinden oluşan Kozlu Çayı ile birleşen Kışla Deresi, Akpınar ve Karaçay dereleri Kocaçay’ı besleyen akarsulardır. Diğer önemli akarsuları; Kapısuyu ve Tekkeönü dereleri ile Ulus-Uluyayla’yı sulayan Ovaçayı ve İnönü dereleridir. Bartın Irmağı; üzerinde 500 tonluk gemilerle Karadeniz’den kente kadar ulaşım yapılabilen en düzenli akarsudur. Akış hızı saatte 720 m. olup, denize her yıl 1.000.000.000 m3 su akıtmaktadır.

  • Yorumlar 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0551 120 3535