• BIST 9718.08
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Bartın 24 °C
  • Ankara 27 °C
  • Bolu 28 °C
  • Kastamonu 27 °C
  • Zonguldak 18 °C
  • Karabük 26 °C
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!

Hayata Elleriyle Tutundu

Evde kendi başına okuma-yazma öğrenen Kastamonu’nun Gökçekent Köyü’nde yaşayan İlhan Varsak, evlerinin bahçesine kurduğu atölyede hurda malzemeleri birleştirerek bugüne kadar 7 ayrı otomobil, planör ve çeşitli tarım aletleri yaptı.
Hayata Elleriyle Tutundu

Çiftçilik yaparak hayatını kazanan yürüme engelli İlhan Varsak çocukluğunda yapılan yanlış bir iğne neticesinde çocuk felci olur. Ankara, İstanbul ve Isparta hastanelerinde ağır ameliyatlar geçirir küçük yaşlarda, ama başarısız gecen ameliyatlar Varsak’a derin üzüntüler yaşatır ama hayatta mücadele etmenin gerekliliğini de hastanelerde öğrenir. Bugün 46 yaşında olan İlhan Varsak, çocukluğu hastanelerde geçtiği için okula gidememiş. Evde kendi başına okuma yazma öğrenen İlhan kısa sürede daktilo kullanmayı da öğrenir. Hayatı anlamlandırıp, onun gerçek yüzünü gördüğünde engelli olduğu için küsmez hayata,  kendi tasarladığı icatlarla hem kendi hayatını, hem de çevresindekilerin hayatını kolaylaştırır.

“VERİLEN SÖZLERDEN BIKTIM”

İlhan Varsak’ın besleme aracı olarak adlandırdığı ilk icadı, tarladan mahsulü biçip ince ince parçalayarak hayvanların yemi doğrudan tüketime hazırlayan bir makine olur. Normal şartlarda büyük baş hayvanların tüketmediği otları fiğ, mısır, yulaf ve yonca ile kararak homojen hale getiren makine yem miktarını artırır. Üç buçuk yılda çizdiği bu projeyi hayata geçirmek için gerekli maddi yardımı ortağından sağladığını söyleyen Varsak, “Bu proje beş aletin işlevini aynı anda görmekte. Makine içine aldığı ürünleri yüksek basınçtan geçirerek mahsulün besin değerini kaybetmesini önlüyor. Kastamonu eski Valisi Mustafa Kara ile birlikte Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker projemi inceledi. Vali Kara “Nasıl olsa insanlar küfe ile hayvanlarına yem vermiyor mu, ne gerek var bu makineye?” dedi. Ziraattan anlamayan birisine ben zirai makine tanıttım, tabii ki makinenin özelliklerini anlayamadı. Tarım ve Köy İşleri Bakanı seri üretime geçilmesi için gerekli olan paranın yarısını karşılama sözü verdi. Seri üretime geçilecek fabrika bulanamadığı için proje askıda kaldı. Verilen sözlerden bıktım, söylenilen her şey lafta kalıyor. Bu projeyi inceleyen birçok firma oldu ama onların da çıkarları ile örtüşmedi makinenin seri üretime geçmesi. Benim yaptığım makine, firmaların ürettiği makinelere göre daha sağlam ve daha pratik. Birkaç makinenin yapacağı işi ben bir makinede yapabiliyorum. Çiftçileri pazar olarak gören firmaların yaptığı makineler, çabuk bozuluyor. Böylece, firmalar makine malzemelerini tekrar satabiliyor.” Varsak emeği azaltan ve maliyetleri düşürecek böyle bir makinenin çiftçilere sağlayacağı faydanın birilerinin çıkarına feda edilmesini, projesinin piyasa kurbanı olmasını kabullenemiyor.

KENDİ ÇABASIYLA UÇAK YAPTI

Uçmayı aklına koyan İlhan Varsak yirmili yaşlarını yaşarken planör yapmaya karar verir. Kafasında tasarladığı planörü bir ay gibi kısa bir sürede uçuşa hazır hale getirir. 7,5 beygir olan ve 3 bin devir basınçla pervaneyi itebilen bir Amerikan motoru taktığı 8 metre kanat genişliği olan planörü, 50-60 km hız ve 4 bin metrede uçuş yapabilecek şekilde inşa eder. Planörle test uçuşu da yapan Varsak’ın planör macerası beklenmeyen bir şekilde tatsızlıkla son bulur. Varsak test uçuşunda yaptığı kazayı şöyle anlatıyor “Havada beş kilometre kadar uçmayı başardım. Aniden hava bozuldu, havayı dikkate almadığım için planör kontrolümden çıktı. Fırtınaya kapılan planörün tüm devreleri kapanınca elimdeki kumanda işlemez oldu. Düşerken hiçbir şey hissetmedim, her şey aniden oldu. Nasıl kurtulacağımın hesabını yaparken birkaç saniyede kendimi yerde buldum. Düşmekten asla korkmadım. Tek korktuğum şey gerilim hattına kapılmaktı. Çünkü düştüğüm doğrultudan gerilim hattı vardı ve rüzgâr beni gerilim hattına doğru sürüklüyordu. Korktuğum olmadı, gerilim hattına kapılmadan yere çakıldım. Beş altı saniye baygınlık geçirmişim. Profilden yaptığım koruma sayesinden yara bile almadan kurtuldum.” İlk uçuşunda başarısız olmasına rağmen bunu adrenalin ve eğlence olarak gören Varsak, yaşadığı tüm tehlikelere rağmen tekrar planör yapıp uçmak istediğini de ekliyor sözlerine.

ODUN KESME MOTORUNDAN OTOMOBİL YAPTI

Tekerlekli sandalyeyle köy yollarında dolaşırken türlü zorluklar karşılaşan Varsak, sürekli bozulan tekerlekli sandalyeyi tamir etmekten de bıkar. Tekerlekli sandalyeyle hem istediği gibi gezip dolaşamıyor, hem de kol gücüyle hareket ettiği için çok yoruyordu onu. Bu sorunları ortadan kaldıracak bir araba imal etmeye karar veren Varsak ilk arabasını odun kesme motorundan dönüştürerek ahşaptan yapmayı başarınca tekerlikli sandalyeye veda etmiş. “Tekerlekli sandalyeye bağlı kalmak istemiyordum. Tekerlekli sandalyenin iki ön tekerleği köy yollarında taşlara takılıp yürümüyordu. Bu yüzden tek tekerleğe çevirdim. Ama yürüme sorunun çözmeme rağmen el gücüyle arabayı yürütmek yorucu oldu. Tekerlekli sandalye beni her şeyden kısıtlıyordu. Bu yüzden başka alanlara yöneldim ve hayatımı kolaylaştıracak araçları yapma kararı aldım. Bu araçlar için gereken malzemeler özel parçalar değil. Sanayiden, hurda malzemeleri alır temizler ve kullanırım. Yani fazla maddiyat gerektiren şeyler değil. Kendi bütçeme göre rahatlıkla alabileceğim malzemeleri kullanırım. Su motoru, saç, çıkma otomobil parçaları kullanarak dört ileri, bir geri vitesli otomobil yaptım. Bir buçuk ay gibi kısa bir sürede yaptığım aracın motoru küçük olduğu için de az yakıyor.” Araçları yaparken kağıt üzerinde mutlaka proje çizen Varsak, bütün detayları kağıt üzerinde yerli yerine koyduktan sonra üretime başlıyor. Kimseden yardım almayı sevmeyen Varsak kendi başına çalışmayı seviyor. Yaptığı araçların en belirgin özelliği rahat bir kullanım imkanı sağlaması. Ona göre yaptığı araçların en büyük kusuru tek pistonlu motorlarının çıkardığı yüksek ses. Trafikte rahatlıkla kullandığı araçların tek eksiğiyse plakalarının olmayışı.

“İYİ Kİ OKULA GİTMEMİŞİM”

İnsanın kendisini geliştirmek istemesinin önünde hiçbir engelin duramayacağına gönülden inanan Varsak’a göre, “Sakatlık engel değildir, sadece bahanedir.” Hayatta mücadele etmemim en temel yol olduğuna inanan İlhan Varsak, her şeyin deneme yanılma yoluyla öğrendiğini söylüyor. “Bir şeyleri araştırmak, deneme yanılma yoluyla öğrenmek en kalıcı öğrenme metodu oldu benim için. Eve gelen teknolojik aleti sökerdim. Nasıl yapmışlar,  neyi nereye koymuşlar diye bakardım. Boş zamanlarımda bunlarla uğraşırım, önemli olan öğrenmektir. Yani projeyi kağıda çizmek başka bir şey, uygulamaya dökmek başka bir şeydir. Hiçbir proje amacına kağıt üzerinde ulaşmaz.” Hiç okula gitmeden okuma-yazmayı kendisi öğrenen Varsak, emek sarf edince ortaya yeni bir şeylerin çıkacağının bilinciyle, üniversite mezunlarının çizmekte zorlandığı projeleri çizebiliyor. “Türkiye’de eğitimli birçok mühendis var. Yüksek ücretler almalarına rağmen ortaya çıkardıkları hiçbir şey yok. O kadar eğitim alan birisi, niye yeni bir şeyler ortaya çıkaramasın. Türkiye’nin Türk damgası basılı neredeyse  hiçbir teknoloji ürünü yok. İyi ki okula gitmemişim. Demek ki okula gitsem, bende yapamayacakmışım. Ben ortaya yeni bir şeyler çıkarmadıktan sonra ne anladım bu eğitimden” diyerek okullarda verilen eğitimin gençleri üretimden uzaklaştırdığını ifade ediyor. Gelecekte daha iyi projeleri de hayata geçirmek isteyen Varsak, ilk olarak hayvanlara hazır yem yapmayı sağlayan makineye yemleri paketleyebilecek sistemi eklemek istiyor. Elektrikli araba, enerji üreten bir motor yapmayı düşündüklerinden bazıları. Elektrikli arabaların yürümesini sağlayan sistemin 10-12 bin TL olduğunu söyleyen Varsak, kendi projesinde bu tekniği 3 bin TL’ye mal edebileceğini söylüyor.

“YANLIŞLAR SONUCU DOĞRUYU BULMAYI ÖĞRENDİM”

Hayata sımsıkı kenetlenen İlhan Varsak, bir şeylerle uğraşmayı mutluluk kaynağı olarak görenlerden. O yemeğinin bile önüne hazır getirilmesini istemiyor. Bugüne kadar başardıklarının arkasında emeğinin ve çabasının olduğu aşikâr. Hayatını eve kapanarak da geçirebileceğini, ama bunun kendisine ve çevresindekilere zarar vermekten başka bir işe yaramayacağını söylüyor. “Ben emek harcamayıp evde otursaydım, bir ölüden hiçbir farkım kalmazdı. Bazı engelli arkadaşlarıma bakıyorum bu hataya çok düşüyorlar. Nasıl vakit geçirirler bilemiyorum. Bir şeylerle uğraşmayan ömrünü kapalı odalarda ve bilgisayar başında geçirenler, sakatlıklarını bahane olarak kullananlardır. Elimden geldiğince engelli arkadaşlara da yardım ediyorum, yaptığım arabalardan onlara veriyorum maddi gücüm yettiğince. Köylünün bozulan aletlerini tamir ediyorum. Hayatta sinirlendiğim anlarım çok oldu. Sinirlendiğim zaman uğraştığım işi bırakıp, başka bir işe yöneliyorum. Sakinleştikten sonra işimin başına tekrar geçerim. Bu yaşıma kolay gelmedim, projelerimde birçok hatam oldu, yanlışlar sonucu doğruyu bulmayı öğrendim.” İlhan Varsak’ın bedensel engelli olmasına rağmen, hurda parçalardan yedi ayrı otomobil, planör ve çeşitli tarım aletleri yaptı. Varsak’ın hayat hikâyesi takdire değer ve çıkarılması gereken derslerle dolu. İnsanın engelleri aşarak kendisini geliştirmesi gerektiğini söyleyen Varsak “Ben doğruyu yanlışlar yaparak buldum. Gerçeği kazalar atlatarak öğrendim.” diyerek anlatıyor başarılarının sırrını ve yaşamak için mücadelenin önemini.

  • Yorumlar 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0551 120 3535