• BIST 9773.97
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Bartın 16 °C
  • Ankara 22 °C
  • Bolu 24 °C
  • Kastamonu 22 °C
  • Zonguldak 16 °C
  • Karabük 24 °C
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!

Santralin önündeki bir engeli daha kaldırdılar

Sercan Engin

İlimiz yıllardır termik santralle ilgili mücadele veriyor. Kömür çıkartma bahanesiyle Amasra ilçesine gelen bir şirket, kömür çıkartmak yerine yıllardır termik santralin alt yapısını oluşturma çabası içerisinde oldu.

Bartın halkı bu çabanın karşısında durarak, bugüne kadar santralin kurulmasına izin vermedi. Amasra’ya ve Bartın’a en büyük zararı vermek isteyenlere karşı hep direndi.

Kömür çıkartacağım diyen bu firma yıllardır ne yaptı?

Amasra’da ki bu firma, 2005 yılında Amasra B sahasını rödevans karşılığında TTK'dan aldı. Üç sene hazırlıktan sonra 4'üncü yılda üretime geçmesi gerekiyordu.

Yirmi yılda ise toplam 56 milyon ton kömür üretimi yapacaktı. Bütün bunların karşılığında ise 400 milyon lira rödevans bedeli ödeyecekti.

2005 yılının üzerinden tam on iki yıl geçti. Ancak bu şirket taahhüt ettiği kömürü çıkarmadı. Hatta devlete de kömür çıkartmadığı için yapılan sözleşme gereği borçlandı.

2005 yılından buyana bir kilo kömür dahi çıkartmayan bu firmanın tek bir amacı var o da termik santral kurmak.

Şu anda gelinen süreçte mahkeme kararı bekleniyor. Bilirkişi heyeti incelemesini yaptı. Mahkeme eğer santralin Amasra’da kurulmamasına karar verirse, Bartın halkı yıllardır verdiği mücadeleyi kazanacak.

Burada mahkeme başlangıçta yürütmeyi durdurma kararı vermezse şirket, santralin kurulumuna başlayacak gibi görünüyor.

Tek beklentimiz mahkemenin bu santrale izin vermemesidir. Çeşmi Cihan olan Amasra’ya sahip çıkılması gerekiyor.

Geçtiğimiz yıllarda farklı bir firma tarafından Mugada için de termik santral için başvuru yapılmıştı. Tam seçim dönemine gelen bu başvuru sonrası siyasiler Mugada’ya akın etti.

Aynen şu ifadeler kullanıldı; “Bu olay sadece özel bir firmanın başvurusundan ibarettir, bölge turizm bölgesi olduğu için başvuru reddedilir. Mugada gibi Karadeniz’in en güzel köyü olan turizm cennetine termik santral düşünülemez, endişeye gerek yok. Mugada’ya santral kurulacağını düşünmek akıl tutulmasıdır.”

Bu ifadeler birçok siyasetçi tarafından kullanıldı. Mugada için bu ifadeleri kullanan siyasetçilerimiz Amasra için neden tek bir kelime söylemiyor?

Amasra turizm cenneti değil mi? Aslında bu ifadelerle santralin zararlı olduğu kabul ediliyor.  “Turizm cennetine termik santral düşünülemez” ifadesiyle santralin turizm bölgesine uygun olmadığı ifade ediliyor. Ancak Mugada için gösterilen bu duruş maalesef Amasra için gösterilemiyor.

Malum şirket adım adım santrali kurmak için girişimlerini sürdürüyor. Önündeki engelleri tek tek kaldırıyor.

Son olarak Gömü Köyü’nde zeytin ağaçları meselesi var. Bu konuda da insanların aklıyla dalga geçiliyor. İşin arka planını iyi bilmek gerekiyor.

Bu konuda da gözlemlerimi sizlerle paylaşayım. Bartın Platformu ve köylülerin eylem yaptığı bilgi üzerine Gömü Köyüne gittik.

Bu köyde şirket şahıstan aldığı 7.5 dönümlük arazideki 139 zeytin ağacını bir günde yok ettiğine şahit olduk.

“Burada zeytin yetişmiyor. Ekonomiye katkısı yok. Ağaçlar yaşlıydı. Adamın kendi arazisi istediğini yapar” gibi söylemlerle tepkileri azaltmaya çalışıyorlar.

“Yüksek bir bedelle bu araziyi satın alıp santralin önündeki engeli kaldırdık” diyebilen yok. Halkı kandırmaktan başka bir şey değil…

Zeytinlikleri koruma kanunu, 26.1.1939 tarihinde kabul edilen 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanundur. Bu kanunun 20.maddesi bizim konumuzu yakından ilgilendiriyor.

Madde şu şekilde; “Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın iznine bağlıdır.”

Şimdi anlayabildik mi bu arazi şirket tarafından neden satın alındı? Neden zeytin ağaçları sökülüp veya kesilip başka ile götürüldü?

Devletimiz vatandaşına izin almadan ot dahi koparttırmazken, bu yetkililer 139 ağaç kesilirken neredeydi?

Burada tepki gösteren halka siyasetçilerin de destek olması gerektiğini düşünüyorum. Böyle giderlerse santrali kurmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüş oluyorlar. Santrali kurdurmamak için hep birlikte mücadele edelim.

Çatalağzı’nın durumunu görüyoruz. Bitik durumda… İnsanların yarıdan fazlası rahatsız. Sağlık problemleriyle uğraşıyor. Gözümüzün önünde canlı örnek olan Çatalağzı’na baka baka bu santralin kurulmasına göz mü yumulacak?

Santral bize iş sahası olacakmış. Bartın ile böyle bir iş sahasını istemiyor. Bu firmanın kömür çıkartmasını ve santral kurma girişimlerinden vazgeçmesini istiyor.

Malum şirket yetkilileri Gömü Köyünde gerçekleştirilen eylemin ardından apar topar gazete ziyaretlerine başladılar. Bizi ziyaretlerinde bire bir soru sorma imkanı da buldum.

Öyle bir anlatıyorlar ki vallahi kalkıp adamı tebrik edesim geldi…

Zeytinleri keserek veya alıp götürerek büyük bir iş yapmışlar. Kuruyacak olan ağaçları kurtarmışlar. Allah onlardan razı olsun. Amasra ilçemize büyük katkıda bulundular.

Yetkili kişi bana “Ağaçlar kuruyacaktı kurtardık” ifadesini kullandı. Elinde dosyayla köylüleri yalancılıkla suçladı.

Ağaçları kesmemişler başka ile götürmüşler. Nedeni de kuruyacak olması. Apar topar ağaçlar bu alandan söküldü. Peki neden gerekli izinler alınmadı?

Arazide öyle bir çalışma yapılmış ki ot dahi bırakılmamış. Şirket sahibinin helikopteriyle inecek yer aramasına gerek yok. Talan edilen bu 7.5 dönümlük arazi helikopter inişine uygun hale getirilmiş. Kendi tapulu arazisine iniş yapabilir.

Burada önemli olan ağaçların kuruması, zeytinin Bartın ilinde yetişmemesi veya ekonomiye değer katmaması falan değil. Bunu görelim. Burada şirket için önemli olan tek şey kanunla koruma altına alınan bu zeytinlerin santralin önünde büyük bir engel olması.

Zeytin ağaçlarının 3 kilometre yakınına hiçbir fabrika veya tesis kurulamıyor. Kanunla koruma altına alınmış. Bu zeytin ağaçları Gömü Köyündeyken santral kurulabilir miydi? Kanun gereği kurulamazdı. 

Bu kanuna takılmamak için zeytinler kurtarma adı altında başka ile nakledildi. Ancak şirkete sorarsanız önemli bir iş yapılmış.

Bu şirket öyle faydalı bir iş yapmış ki kelimelerle anlatılmıyor. Ben bu şirket sahibinin zeytinciliğe el attığını bilmiyordum. Acaba başka illerde de kurumak üzere olan zeytin ağaçlarını kurtarıyor mudur?

Böyle ağaç kurtaran bir şirket ilimizde faaliyet gösteriyor. Orman İşlet Müdürlüğü başka kurumak üzere olan yerler varsa oraları da açıklasın da bu malum şirket burayı da satın alıp, ağaçları ölmekten kurtarsın.

Tebrik ederim. Herkese örnek oldular… Ey Allah’ım aklımızla dalga geçiyorlar…

Şirket yetkililerini samimi olmaya davet ediyorum. Çıkın açıkça bu araziyi neden satın aldığınızı ve bu zeytin ağaçlarını neden başka ile götürdüğünüzü açıklayın.

Artık insanları kandırmayın…

Görev başındaki yetkililer görev süreleri dolduğu zaman Bartın’dan gidecekler. Bartın’da yaşamayacaklar.

Onlar için santral olmuş veya olmamış pek de önemli değil…

Bartınlıların artık bu santralin zararlı olduğunu bilmesi ve ona göre de davranması gerekiyor.

Biz santral kurulup, bacasından duman çıktığında anlayacağız. Küllerini denize saldığında anlayacağız. Hastalıklar arttığında anlayacağız. Ancak o zaman iş işten geçmiş olacak.

  • Yorumlar 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0551 120 3535