Tunç, Seçim Sonuçlarını Değerlendirdi

Grup Başkanvekili Tunç 28. Dönem Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde milletin parlamenter sisteme geçmek istemediğini ortaya koyduğunu ifade ederek, “Öncelikle seçimlerin ülkemize milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Gerçekten milletimiz çok önemli mesajlar verdi hem milletvekili seçiminde hem de cumhurbaşkanlığının birinci tur ve ikinci tur seçimlerinde. Tabii ki bu mesajları iktidarıyla muhalefetiyle alan kesimler önümüzdeki seçimlerde elbette başarısına başarı katmaya devam eder. Özellikle bahsettiğiniz gibi altılı masanın sonra yedili oldu sonra sekizli oldu. Kılıçdaroğlu ve etrafındaki liderlerin altılı masanın çıkış noktası ve çıkış amacı parlamenter sisteme geri dönmekti.  Güçlendirilmiş parlamenter sistem diye bir belge ortaya koymuşlardı ve bu belgeyi de bir yıllık süre içeresinde hazırlayıp yaklaşık 250 sayfalık bir metin, bir anayasa değişikliği taslağı olarak milletin huzuruna bununla çıkmışlardı. Sonrasında da toplantılar, aday belirleme toplantıları ve en son adayın belirlendiği Kılıçdaroğlu’nun adaylığı noktasında mutabık kalınan toplantı sonrasında açıkladıkları metnin de başlığı parlamenter sisteme geçişin yol haritasıydı. Orada da parlamenter sisteme geçiş sürecini madde madde açıklamışlar ve cumhurbaşkanının, yardımcılarının, genel başkanlara hangi görevler verileceği, kaç yardımcı olacağı ve İstanbul-Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarına da bu süreçte cumhurbaşkanı yardımcısı görevi verileceğinin bir metnini ortaya koymuşlardı. O metnin başlığı da parlamenter sisteme geçişin yol haritasıydı. Yani bu seçim sonuçları şunu gösterdi. Milletimiz parlamenter sisteme geçmek istemediğini gösterdi.” Dedi.

“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ikinci kez onay almış oldu”

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ikinci kez onay almış olduğuna ve milletin sistem tartışmasını da sona erdirdiğine dikkat çeken Tunç, “Aslında 2017 anayasa değişikliği ile milletimiz cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine onay verdi ve bir yıl sonra yapılan 2018 seçimlerinde de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin uygulamasını başlattı. Yani Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan parlamenter sistemin seçilmiş son cumhurbaşkanıydı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin de seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak 2018’de milletimizden onay almıştı.  Yani milletimiz 2017 referandumuyla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmiş ve bunun uygulamasını da 2018 seçimleri ile başlatmıştı. Ve beş yıllık bir uygulama neticesinde bir istikrar süreci, Pandemiye rağmen küresel ekonomik gelişmelere rağmen, hemen yanı başımızdaki Ukrayna-Rusya savaşına rağmen ve karşı karşıya kaldığımız 11 vilayetimizi etkileyen bir depreme rağmen beş yıllık başarılı istikrar sürecini geçirmiş oldu milletimiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi de güçlü bir yasama, altıncı yaşama yılına uzanmıştı. Bu beş yıl uygulamanın ardından milletimiz tekrar sandık başına gitti yeniden parlamenter sisteme geçmek isteyenlere değil de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yola devam etmek isteyenlere oyunu verdi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi 2018 seçimleri sonrası bu seçimde de ikinci kez onay almış oldu. Aslında milletimiz artık sistem tartışmasını sona erdirmiş oldu. Burada muhalefetin de bu mesajı alması lazım. Artık ülkede özellikle cumhuriyeti güçlendiren, yasamayı güçlendiren istikrarlı bir yönetim sağlayan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile milletimizin devam etmek istediğini muhalefetin de algılaması lazım. Maalesef bu mesajı alabileceklerini düşünemiyoruz. Yaptıkları tartışmalara baktığımız zaman bunu görüyoruz.” şeklinde konuştu.

“Krizler üreten parlamenter sistemi milletimiz geride bıraktı”

Milletin parlamenter sistemi geride bıraktığını da sözlerine ekleyen Tunç, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi özellikle istikrar sistemidir. Hızlı karar alma, hızlı uygulama sistemidir. Yasamanın güçlü olduğu bir sistemdir. Milletvekillerinin münhasıran kanun yapma yetkisinin milletvekillerinde olduğu bir sistemdir. Parlamenter sistem ise krizler sistemidir. Bir buçuk yılda bir hükümet değişiklikleri, maalesef hem ekonomik istikrarsızlıklara yol açar hem de siyasi krizlere yol açan bir sistemdir. Dolayısıyla darbeler, muhtıralar üreten parlamenter sistemi artık milletimiz geride bırakmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile Türkiye Yüzyılı’nın inşasına başlamıştır.” Dedi.

“Yol haritamızda çok önemli vaatlerimiz var”

Tunç açıklamalarının devamında Türkiye’de yeni dönemde icraatların hız kesmeden devam edeceğini söyleyip, “Önümüzdeki süreçte tabi bizim özellikle yol haritamız Cumhurbaşkanımızın milletimizle seçim takvimi başlarken paylaştığı Türkiye Yüzyılı’nın inşasının ilk beş yılında yol haritası seçim beyannamemizle açıklanmıştı. Seçim beyannamemiz 500 sayfaya yakın tahsilatlı bir belgeden ibaret. Bugüne kadar yaptıklarımız ve bundan sonra yapacaklarımızda ilgili çok önemli vatandaşlarımıza, milletimize vaatlerimiz var. O vaatlerin hemen vakit kaybetmeksizin gerçekleştirilmesi noktasında Sayın Cumhurbaşkanımız yoğun ve yorucu bir çalışma içerisinde olacaktır tüm ekibiyle birlikte. Tabii ki seçim beyannamemizin ilk bölümünde deprem nedeniyle çöken 11 vilayetimizin yeniden ayağa kaldırma vilayetlerimizi yeniden ayağa kaldırmaya yönelik çalışmamız zaten başladı devam ediyor. Ve bu konuda da yoğun bir çalışma hükümeti elbette bekleyecektir önümüzdeki süreçte. Sonrasında yine insanımızı güçlendirmeye, ailemizi güçlendirmeye ve güçlü toplum oluşturmaya yönelik icraatlara hız kesmeden devam edilecektir. Özellikle kadının korunması, çocukların korunması, ailenin sapkın akımlardan korunmasına yönelik gerek yasal düzenlemeler gerek anayasa değişiklikleri ve insanımıza eğitimde, sağlıkta güçlendirecek politikalara devam yönünde yol haritamızda çok önemli vaatlerimiz var. Bunları elbette gerçekleştireceğiz. Yine hukuk reformlarına, adalet reformlarına elbette ki devam edeceğiz.” Dedi.

“Yeni anayasa ve enerji bağımsızlığı yolundaki icraatlarımız devam edecek”

Yeni anayasa konusunda da gerekli girişimlerde bulunacaklarını kaydeden Tunç, “Yeni anayasa vaadimizden hiç vazgeçmiş değiliz. Bugüne kadar anayasamızda yaptığımız değişikliklerle özellikle demokrasi çıtasını yükselten önemli reformlar gerçekleştirdik. Yargı reformu strateji belgeleri ile gerek mevzuatımızda gerekse anayasamızda hem yargı birliğinin sağlanması, darbecilerin yargılanmasına varıncaya kadar, vesayetçi anlayışı ortadan kaldıran önemli anayasa değişiklikleri yapmıştık ama anayasanın tamamen demokratik bir anayasa ile kavuşması anlamında da önümüzdeki süreçte elbette ki girişimlerimiz olacaktır. Burada tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde diğer partilerin de bu anlamda milletimizin bizden beklediği yeni anayasa çalışmalarına destek vermesi gerekir. Diğer taraftan güçlü ekonomi, yatırım, üretim, istihdam… İşte bugün açıklandı büyüme oranları. Avrupa Birliği ve OECD ülkelerinde en yüksek büyüme oranına sahip ikinci ülke konumuna geldik. Yüzde 4, depreme rağmen biz bunu gerçekleştirdik. Üretime devam edeceğiz, istihdamı artırmaya devam edeceğiz. Geçen yıla oranla 1 milyon 600 bin yeni istihdam oluşturduk. Dolayısıyla insanlarımızı iş aş sahibi yapmaya elbette ki devam edeceğiz. Ulaştırma politikalarımız, altyapı politikalarımız bugüne kadar olduğu gibi kesintisiz devam edecek. Yine enerji bağımsızlığına yönelik doğalgazdan petrole ve nükleer santrale kadar enerji bağımsızlığı yolundaki icraatlarımız elbette ki devam edecektir. Tabi ki ülkenin dış politikası çok önemli. Hakkaniyetli ve dengeli dış politika ile dünyanın takdirini kazanmaya devam edeceğiz. Türkiye eksenini oluşturmakta elbette ki kararlıyız.” İfadelerinde bulundu.