Terör insanlığın belasıdır

Terörün hiçbir mazereti olamaz. Bu olaylar bir caniliktir, bir zulümdür.. KUR’AN, TERÖR’ÜN HER TÜRLÜSÜNÜ LANETLER.

Kur’an anarşi ve fitneyi dehşetli bir olay olarak anlatır. Peygamberimizin (SAV)Allah'tan (CC) üç şey istediği, bunlardan ikisinin kabul edildiği diğerin kabul edilmediğini buyurur. “Ben Rabbimden üç şey istedim; istediklerimden ikisini verdi, birisini ise benden esirgedi: Rabbimden ümmetimi kıtlıkla helak etmemesini istedim; bu isteğimi yerine getireceğine dair söz verdi. Bir de kendisinden ümmetimi suda boğmakla helak etmemesini istedim, bu isteğimi de yerine getireceğine dair söz verdi. Sonra ümmetimin kendi aralarında kavga edip dövüşmelerine izin vermemesini istedim, bunu benden esirgedi.”

Alemi İslam’a baktığımızda ÜMMETİN imtihanın FİTNE VE FESATTAN olduğunu görüyoruz. Dinimiz, her türlü terör, zulüm ve ihaneti yasaklar; her türlü anarşiye, bozgunculuğa şiddetle karşı çıkar. Kur’an, haksız olarak bir cana kıymayı bütün insanlığa karşı işlenmiş en dehşetli bir cinayet olarak anlatır. Terör olayları ülkemizi karıştırmak için organize edilen birliğimize beraberliğimize yöneliktir. İnşallah millet olarak bu işin üstesinden geleceğiz.

Bu tür olaylara ve bu olayı gerçekleştiren teröristlere en ağır gerekli cezaların verilmelidir. Terör, nereden ve kimden gelirse gelsin kabul edilemez bir harekettir. İnsanın huzur ve güvenin sağlanması gereken bir ortamda huzursuzluk yaratıp insanların canına kastedenlerin AYETLERDE DE BELİRTİLDİĞİ GİBİ YERİ CEHENNEMDİR.

Terör ve benzeri saldırılar, göğsü iman ve vatan sevgisi ile dolu, kalbi Peygamber aşkı ile atan milletimizi asla yıldırmayacak, aksine güçlendirecektir. Devletine ve milletine karşı hainlik edenler, gözünü bile kırpmadan yüzlerce masum cana kıyanlar, elbette bu dünyada kanun önünde hesap verecekleri gibi ahirette de ilahi mahkemede hesaba çekilecek ve hak ettikleri cezayı bulacaklardır. Tüm anne ve babaları çocuklarının terör kucağına düşmemesi için çocuklarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Bu menfur olaylarda hayatını kaybeden şehitlerimize Allah tan Rahmet, yakınlarına ve yüce Türk milletine başsağlığı diliyorum. Ruhları şad mekanları cennet olsun.

MEKKE’NİN FETHİ BİR DESTANDIR

Mekke’nin Fethi’nin 1386. Yıl dönümü kutladığımız şu günlerde insan olan herkesin; Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V) gücünün zirvesinde olmasına rağmen intikam yerine bağışlamayı seçerek insanların kalplerini İslam’a açması “Size karşı konulmadıkça, size saldırılmadıkça, hiç kimseyle çarpışmaya girmeyeceksiniz, hiç kimseyi öldürmeyeceksiniz.” Emrini vermiş olması dünya insanlarına bir çağrıdır.

Bu fetih öyle anlamlıdır ki, Müslümanlar zorla çıkarıldıkları Mekke’yi hiç silah kullanmadan, bir damla kan akıtmadan 8 yıl aradan sonra teslim almışlardır. Mekke'nin Fethi merhamet ve adaletin zirve noktasıdır. Bu fetih sadece bir zafer değildir.

Zulümden adalete, karanlıktan aydınlığa kavuşmanın simgesidir. Mekke’nin fethi, yeryüzü tarihinin değiştiği ve yeryüzünde adaletin tecelli ettiği müstesna günlerden biridir. Mekke, fetihle birlikte gerçek kimliğine kavuşurken, fetih yüce dinimiz İslam tarihi açısından da bir dönüm noktası olmuştur. Zira Mekke’nin Fethi’nden sonra Peygamberimiz (S.A.V)’in tutum ve davranışlarını örnek almış olan Müslümanlar, fethettikleri topraklarda yaşayan insanları öteden beri başka yerlerde yapıla geldiği gibi öldürme ve köleleştirme yoluna gitmemişler, kendilerine İslâm tebliği ulaştıktan sonra ileride onların da İslâm’la buluşacaklarını umdukları için onları vatandaşlık statüsüne almayı daha doğru ve insanî bulmuşlardır. Fethin bu kadar kolay olmasının sebebi ALLAH RESÛLÜ'NÜN VE MÜSLÜMANLARIN İNSANLARIN GÖNLÜNÜ FETHETMESİDİR.

Müslümanlar zulme uğrasa da, sıkıntıya düşse de mazlumların yardımcısı Hz. Allah’tır. Bizlerde böyle inanıyoruz. İslam için çekilen hiçbir sıkıntının boşa gitmediğini ve Rabbimizin bunun karşılığında Mekke'nin fethini müyesser kıldığı gerçeği kılavuzumuz olsun. Tüm İslam âleminin fetih yıl dönümünü kutluyorum. KALIN SAĞLICAKLA SELAM VE DUA İLE.