Bu haftaki köşe yazımda ölü için devir konusuna değineceğim. Çünkü bu konuda yanlış bildiğimiz bir sürü husus olduğunu düşünüyorum.
Tabii bu konuda sizlere paylaşacağım bilgilere yaptığım araştırmalar sonucunda ulaştığımın bilinmesini isterim.
Çünkü tam anlamıyla bilgi sahibi olduğum bir konu değildi. Konu sadece yaşadığım bir olay sonrası dikkatimi çekti.
İsterseniz bir örnekle yapılan yanlışı sizlerle paylaşayım. Geçtiğimiz günlerde bir yakınımın cenazesine katıldım.
Cenaze namazı öncesi cenazenin önüne geçen ve kendini imam olarak tanıtan bir kişinin vaazı üzerinden anlatmak istiyorum.
Bu kişi cenaze sahibin birilerinden alacağı varsa o alacaklarının evlatlarına ödenmesini istedi. Devir işleminden bahsetti. Yüzde vererek mal paylaşımını anlattı.
Mal paylaşımında özellikle hayır kurumlarının unutulmamasına vurgu yaptı. Yani hayır kurumlarına sözde verilmesi gereken paralar için aslında adres göstermeye çalıştı. O adresin kimleri kapsadığını sizin takdirinize bırakıyorum.
Bu konuşmanın yeri burası değildi. Cenaze namazı öncesi bunlar konuşulacak şeyler mi? Kaldı ki anlattıkları da doğru değildi.
Kendisini imam olarak tanıtan bu kişinin kim olduğunu ve nerede görev yaptığını merak edip, etrafındakilere sordum.
Konuşan bu kişinin Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görevli bir imam olmadığını öğrendim.
Peki bu kişi hangi sıfatla cemaatin karşısına geçip vaaz verdi?
Bu olay sonrası devir konusunu kaleme alıp yazımda işlemek istedim. Kesin ve net ifadelerle şunu söyleyebilirim. Devir diye bir şey yoktur. Bunu bazılarının kendi çıkarları için kullandığını düşünüyorum.
Ölen kişinin adına para dağıtıp, kılmadığı namazların ve tutmadığı oruçların yerine saymak sizce doğru mu?
İbadet kişinin sağken yapması gereken şeylerdir. İnsanları çalışmaya ve çabalamaya sevk edelim. Bu uygulama ile parası olmayıp da vefat edenlerin vaydı haline…
Ancak zengin olanlar için sıkıntı yok. Bu uygulama zengin olanların cennete gitmesini kolaylaştırıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Allah aşkına aklımızla hareket edip doğruyu bulalım.
"Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil" ifadesi aslında her şeyi anlatıyor.
Bu ifadeden de anlaşılacağı gibi cennete gitmek için; iman lazım, ibadet lazım, fedakarlık lazım, nefis ve şeytan ile mücadele lazımdır. Çabalamadan ve zahmet çekmeden cennete gitmenin bu kadar kolay olmadığına inanıyoruz.
Kimseyi suçlama veya tartışma yaratma amacında değilim. Devir adı altında insanları zor durumda bırakıyorlar.
Cenaze sahibi o üzüntüde para bulmaya çalışıyor. Bu uygulamalar zamanında yapılmış yanlış işlerdir. Bu düşünce yanlıştır.
Bu konuda yapılmasına dair herhangi bir hadis veya ayet yoktur. Başkalarının sizi kandırmasına izin vermeyin. Bu uygulama ile dini duygular suiistimal edilip bazıları gelir elde etmeyi amaçlıyorlar. Sakın oyuna gelmeyin.
Bu tür kişilerden yardım beklemeyelim. Bu ülke zor günler yaşadı. Dini duygular istismar edildi. Artık kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeyelim.
Özellikle dini konularda danışabileceğimiz devletin kurumları olduğunu unutmayalım. Bu tür dini bilgilerin Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan öğrenilmesinin daha sağlıklı olacağı düşüncesindeyim.
İSTİFALARLA GÜNDEM Mİ DEĞİŞTİRİLDİ?
Geçtiğimiz hafta kendi evinde lig ikincisi Türk Metal Kırıkkalespor’a 1-0 mağlup olan Bartınspor’da karşılaşma sonrası önemli gelişmeler yaşanmıştı.
Şampiyonluk yolunda önemli bir karşılaşmada alınan bu yenilginin ardından Bartınspor yönetiminden 4 isim sosyal medya aracılığıyla istifa ettiklerini açıkladılar.
Transfer Komitesinde görev alan Yüksel Özkan, Futbol Şube Sorumlusu Yusuf Gören, Basın Sözcüsü Mustafa Ahmet Oktay, Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kalafat Sosyal medya hesaplarından Bartınspor Yönetiminden istifa ettiklerini duyurdular.
Sosyal medyadan açıklama yaparak işin kolayına kaçtılar…
Yöneticilerin istifa ettiğini duyunca nedenini merak edip açıklamalarını okudum.
Sanki hepsi anlaşmış gibi aşağı yukarı aynı kelimeleri kullanarak istifa ettiklerini söylediler.
İstifa nedeni nedir? Bilen var mı?
Yöneticiler; “Bartınspor’un şampiyon olacağına inanıyorum. Her şey bitmiş değil. Bu aldığım kararın bugünkü yenilgiyle yakından uzaktan bir alakası yoktur. Çünkü bu takım hedefe ulaşacaktır. Buna olan inancım tamdır” şeklinde açıklamalarla sosyal medyadan duyuruyorlar.
Şimdi sormazlar mı madem takımın gidişatı iyi neden istifa ediyorsunuz? Madem takımın şampiyon olacağına inanıyorsunuz neden istifa ediyorsunuz?
Yani yapılan açıklamalarla istifayı duyurmak sanki biraz tuhaf oldu.
Kaldı ki istifa edecek bir durum da yok. Ortada bir başarı var. Bu başarıdaki en büyük pay da yönetimindir. Bu tür puan kayıpları olacaktır.
Bundan sonrası için daha da kenetlenmek gerekirken biz istifa haberlerini duyuyoruz. Şehrin şevkini kırmayalım. Çok güzel bir hava yakalandı. Bu havayı hep birlikte devam ettirelim.
Bartın halkı şampiyonluğun bu yıl geleceğine inanıyor. Tekrar etmekte fayda var. Herkes üzerine düşen ne varsa yapmalı.
Tabii gelinen süreçte istifa eden yöneticilerin istifası kabul edilmedi. Şu anda yöneticiler görevlerine devam ediyorlar. Böyle de olmalı.
Devre arasında olağanüstü kongre yapılabileceği konuşuluyor. Burada yönetime yeni isimlerin katılması bekleniyor.
Bartınspor Başkanı Sayın Mehmet Bulut’u çok kararlı görüyorum. Devre arasında yapılacak olan bir iki takviye ile bu takımın şampiyonluğa ulaşacağını ümit ediyoruz. Takımda bir iki bölgeye taraftar olarak takviye gerektiğine inanıyoruz.
Tabii bu benim görüşüm. Ben sadece taraftar olarak bakıyorum. Bu işin profesyonelleri var. Belki hoca mevcut kadroyla takviye yapmadan devam da edebilir. Bu onların takdiridir.
Burada bize düşen takımı desteklemek ve yapıcı eleştirilerle yardımcı olmaktır. Ancak şunu da belirteyim. Bartınspor Başkanı Sayın Bulut’un biraz da sakin olması gerektiğini düşünüyorum.
Herhangi bir olumsuzlukta kendisi ne kadar üzülüyorsa Bartınspor taraftarı da o kadar üzülüyor.
Son oynanan karşılaşma sonrası Sayın Başkan protokol tribününde bir taraftarla tartışma yaşadı. Bence çok gereksiz bir tartışmaya neden oldu.
Taraftar ‘Başkanım Belov tribünde oturuyor. Bu neden oynamıyor’ diye bir soru sordu. Bir taraftarın bu soruyu sorma hakkı yok mu?
İşini gücünü bırakıp Bartınspor’un maçına gelen bu insanların takımı sorgulamasına neden izin verilmiyor?
Taraftarın bu sorusuna Sayın Başkan öyle cevaplar verdi ki… Taraftarın karşılık vermemesi sonucu olaylar yatıştı.
Açıklamalarda eleştirilere açığız deniliyor. Ancak denildiği gibi olmuyor. Eleştiri beğendiremiyoruz. İnsanların eleştirmesine izin verelim.
Son maçta görüldüğü gibi sağlanan bu birlikteliğin devam etmesi için neler yapılabilir bunları tartışalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.