Geçtiğimiz günlerde yerel ve ulusal medyada Bartın Devlet Hastanesi ile ilgili olumsuz haberler yer aldı. Ölü ve sakat bebek doğumları iddiasından dolayı Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği geniş yer buldu.
Ailelerin feryadı gerçekten yürek dağladı.
Aslında hastane ve doktorlarla ilgili bu yaşanılanlar ilk değil. Doktorların hastalara yaklaşımlarını birçok kez gündeme getirdik. Hastaneden kovanlar mı dersin, doğru düzgün ilgilenmeyen mi dersin…
Hatta Pusula Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Arif Üçler’in de başından bir olay geçti. Sürekli yazılarıyla gündeme getirdi. Doktorla ilgili kanuni hakkını aradı. İlgili kurumlara şikayetlerini iletti. Doktor uyarı aldı.
Uyarı vermek ve doktorun uyarı alması çözüm mü ona bakmak lazım. Başka sıkıntılar var. Doktor ve hasta ilişkileriyle ilgili bir şeyler yapılmalı.
Genel Yayın Yönetmeni Üçler'e randevudaki gecikme nedeniyle ‘Ne olmuş beklediysen, beğenmiyorsan gelme, çık dışarı’ diyerek kötü, kaba ve nezaketsiz davranış sergileyen doktor için ne yapılmalıydı?
Orada doktorun vatandaşı sahibi olduğu hastaneden kovması… İyi yerlere gitmiyoruz. Doktorlara dokunulmazlık verdik.
Bende yaşadığım bir olayı anlatayım. Sonra da köşemizin ana konusuna geçeyim.
Aile hekimimize doktora gittiğim. Tabi rahatsızlığım boğaz acıması, terleme, üşüme gibi basit görünen hastalıklar.
Doktorun odasına girdim. Aile hekimimiz yüzüme dahi bakmadan neyin var dedi. Bende derdimi anlattım. Yine yüzümüze bakmayarak, bulunduğu yerden dahi kalkmayarak ilaç yazdı. Muayene yok, sorma yok, ilgi yok.
O günden sonra rahatsızlandığımda sağlık ocağına gitmek yerine eczaneye gidip ilaç almayı tercih ediyorum. Çünkü boşu boşuna katkı payı veriyorum. Benim gibi düşünen bir sürü vatandaş var.
İşte her şeyin başı denetimden geliyor. Bu sağlayamıyoruz. Her alanda bu sıkıntı…
Son olarak ilimizde ki olay bir bebeğin ölümü 7 bebeğin sakat kalması gibi çok daha büyük bir hadise.
Mağdur aileler seslerini duyurmaya çalıştı. Başarılı da oldular fakat yeterli değil. Sonuca ulaşmalılar. Konu tam anlamıyla çözülmeli.
Aileler sürekli sosyal medyadan feryat ediyor. Yazıktır bu insanlara. Kulak verelim. Seslerini duyurmalarına yardımcı olalım.
Yaşanan olumsuz olayların ardından Bartın Valiliği konuyla ilgili açıklama yaptı.
Bartın Valiliği resmi internet sitesinde basın açıklaması başlığı altında duyurular bölümünde yayınlanan açıklamada şöyle denildi; “Son zamanlarda gerek ulusal gerekse yerel basında 2013 tarihinden itibaren İlimiz Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğinde gerçekleştirilen doğumlarda çalışanların kusurundan dolayı sakat ve ölü doğum olaylarının yaşandığına dair haberler yer almaktadır.
Söz konusu haberlerde yer alan iddialar Sağlık Bakanlığı, Valiliğimiz ve Adli Makamlarca hassasiyetle takip edilmekte olup olaylar ile ilgili olarak yapılan inceleme ve soruşturmalarda; somut suç unsuruna rastlanmadığı, adli, idari, disiplin ve mali yönden herhangi bir işlem tesis edilmesine gerek görülmediği anlaşılmıştır.
Bununla birlikte inceleme ve soruşturmaya konu olmuş olaylarla ilgili yeni bulguların ortaya çıkması halinde, süreç hassasiyetle takip edilecek ve sorumlular hakkında gerekli işlemler yapılacaktır. Ayrıca İlimiz Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğinde gerçekleştirilen doğumlar titizlikle takip edilmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
“Doğumlar titizlikle takip ediliyor” denilmiş. Bu nasıl takip ediliyor. Şikayetler üzerine neler yapıldı? Bunlar önemli. Aileler huzursuz. Hastaneye gitmeye korkar oldu herkes.
Olumsuz olayları yaşayan aileler feryat ediyor. Yok mu bir haklılık payları. Bu sese kulak verilmeyecek mi?
Sizlere Bartın Valiliğinin açıklamasının ardından bir babanın düşüncelerini paylaşacağım.
Yaşanan olaylardan dolayı mağdur olan bir bebeğin babasının düşünceleri şu şekilde; “Neye göre sorumlu değiller?
1 değil, 2 değil, 3 değil, 4 değil, 5 değil, 6 değil, 7 değil, 8 değil, 9 değil..
Doğurtanlar sorumlu değilse sorumlu kim o zaman?
Doğan mı? Doğuran mı? Hepsi mi komplikasyon?
Sütte leke var hastanenizde leke yok mu?
Her şey dört dörtlük mü?
Deneyim, denetim, donanım ve eğitim tam mı?
Sadece soruyorum!
Yavrusu felç olmuş bir baba olarak soruyorum! Hakkım değil mi?
Tüm yetkilileri makamında ziyaret etmedim mi? Tepeden tırnağa…
Kim diyebilir ki ‘Bana gelmedin’ diye?
Bu arada bu akşam itibariyle 2 aile daha şahsıma ulaştı! İsim ve telefonlarını dileyen herkese verebilirim. Yüreklerindeki yangını canlı canlı yüreğinde hissetmek İsteyen kim varsa paylaşabilirim!
Onlarla da uzun uzun dertleştik. Birlikte gözyaşı döktük! iddia; yine aynı hastane, aynı sağlık personelleri…
Kendi kendilerine meslektaş dayanışması yaparak masa başında, hiç bebekleri görmeden, yerinde incelemeden yazılan, önlerine sunulan koruyucu iç dayanışma şüphesi zirve yapan dosyalar üzerinden hazırlanmış bilirkişi raporlarına göre mi sorumlulukları yok?
20 aydır mücadele veriyorum!
Her gün hastanelerdeyim. Oğul, ana, baba acılarla yaşıyoruz. Hayat bize zehir oldu!
Onların okuduğu kitapları okudum!
Birçok sağlıkçıya danıştım.
Sizce cahil birisine mi benziyorum?
Olayları internette, hem yerli hem de yabancı kaynaklarıyla araştırarak didik didik ettim.
Yavrum 4 gün önce 4'üncü ameliyatını oldu.
Hem hak, hem sağlık mücadelesi verirken ömrümden ömür gitti!
Bu metinlerin (bilirkişi raporları veya bu gibi duyuruların) yanlışın savunucusu olmadığını anlamak ve kamu vicdanını ciddi anlamda rahatlatmak için doğru ve tarafsızlığı tescilli kişilere ihtiyaç vardır.
Amerika’ya ait değil, gerçekten bu ülkeye ait kaynaklara ve belgelere ihtiyaç vardır.
Bu çocukların bizzat iç hastalıkları uzmanı, nöroloji uzmanı, ortopedi uzmanı ve sinir cerrahı gibi sakatlıklarına uygun uzmanlarca incelenmesiyle ancak; açıklamada bahsi geçen ‘somut suç unsurları’ tespit edilebilir.
Doğum uzmanının elinden doğum uzmanının eline verilen bilirkişi raporuyla mağdur avutulamaz! Bizim canımız yanıyor!”
İşte çocuğu felç olan bir babanın düşünceleri…
Bu düşünceler ailelerin yaşadıklarını bize gösteriyor.
İlgili kurum ve kuruluşların iddialar üzerinde durması gerektiğini düşünüyorum. Üstü kapalı açıklamalarla konuyu geçiştirmek doğru değil. Gereken ne ise, hatalı kim ise cezası verilmeli.
Mağdur ailelerin Allah yar ve yardımcısı olsun. Allah yavrularına şifalar versin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.