• BIST 8952.79
  • Altın 2884.746
  • Dolar 34.2259
  • Euro 37.5884
  • Bartın 19 °C
  • Ankara 19 °C
  • Bolu 13 °C
  • Kastamonu 16 °C
  • Zonguldak 18 °C
  • Karabük 19 °C
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!

“Hayır” demenin tam zamanı

16 Nisan‘da yapılacak olan referandum için CHP çalışmalarını hızlandırdı. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, 4 Mart Cumartesi günü Bartın’a gelerek referandumda neden “Hayır” denilmesi gerektiğini yaptığı basın açıklaması ile anlattı.
“Hayır” demenin tam zamanı

CHP Kadın Kolları Başkanı Fatma Köse, referandum çalışmaları kapsamında 4 Mart Cumartesi günü ilimize geldi. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, CHP Bartın İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Başkan Köse’ye CHP Kadın kolları MYK Üyesi Meltem Öz eşlik etti. Köseyi partide CHP İl Başkanı Mehmet Aslan, Merkez İlçe Başkanı Hacı Gölbucaklı, Kadın Kolları Başkanı Fatma Özcan, Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanı Yıldız Çelik, İl ve İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından karşıladı. Sohbet havasında geçen ziyarette Köse, referandumla ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.

Bu çalışmalar hayırlı olacak diye düşünüyoruz

Ziyarette ilk olarak değerlendirmelerde bulunan CHP İl Başkanı Mehmet Aslan: “Kadın Kolları Genel Başkanımız Fatma Köse ve Merkez Yürütme Kurulu Üyemiz Meltem Öz’e ziyaretleri için teşekkür ediyorum. Sizleri burada görmekten memnunuz, çalışmalarınızı izliyoruz. Sizlerle gurur duyuyoruz. Bizler de bu çalışmalara destek vermek amacıyla çalışmalarımıza başladık. Bu çalışmalar hayırlı olacak diye düşünüyoruz” dedi.

Ülkenin tapusunu bir kişiye mi verelim?

Aslan’ın konuşmasının akabinde referandumla ilgili değerlendirmelerde bulunan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse: “ Fatma Köse Biz hiç te gerekli olmayan bir zamanda halkın istediği talebi olmadığı bir zamanda referanduma gidiyoruz. Neden referanduma gittiğimizin altında da aslında pek bir şey yok. Gerçekten referanduma gidilen süreçte halkın bir talebi olarak bu süreç ortaya çıkmamıştır. Bu süreç tamamen bir kişinin karar vereceği, bir kişinin oylanacağı halk oylamasıdır. Kesinlikle eşit şartlarda gitmiyoruz. Bugün bizim yaptığımız bu çalışma zaman zaman birçok engelle karşı karşıya kalıyor. Hayır kampanyasını yapan gruplar engellenecek o zaman bu halk oylamasına gerek yok. Çünkü evet kampanyasını yapanlara bütün kapılar açılırken, çalışmalarına bütün kolaylıklar sağlanırken hayır çalışmasını yapanları çalışmaları bir şekilde engellenmekte. Tam da bu yola giderken biz bu ülkenin tapusunu bir kişiye mi verelim?” şeklinde ifade etti.

Neden hayır dediğimizi madde madde anlatıyoruz

Köse: “Meclise geldiği zaman bu tasarı bu halkı kutuplaştırmıştır. Eğer bu sistem geçerse tamamen kutuplaşacaktır. Şu anda evet kampanyasını yapanlarına söylemlerine baktığımız zaman onlar ve biz, ocu bucu ya da o partili bu partili diye halk ayrılmaya başlamıştır. Cumhuriyetimiz çok tehlikeli bir dönemden geçiyor. Hepimiz insanlık için en güzel rejim olan cumhuriyete sahipken anayasa değişikliği adı altında bir metin hiç sıkılmadan gözlerimizin içine baka baka bize dayatılmak isteniyor. Buna rıza mı gösterelim? Ülkemiz anayasa değişikliği adı altında hükümdar yetkilerine sahip ama adı cumhurbaşkanı olan bütün güçleri elinde bulunduran tek kişinin iktidarına doğru sürükleniyor. Buna izin mi vereceğiz? Bu halk buna izin vermez. Anayasa toplumsal uzlaşma metinleridir. Peki bize dayatılmak istenen sistemin içinde uzlaşma var mı? Bunu bu halk sorgulayacaktır. Bu anayasa değişikliğinin hiçbir meşruiyeti ve meşru hiçbir maddesi yoktur. Biz hayır tarafında olanlar neden hayır dediğimizi madde madde anlatıyoruz” şeklinde ifade etti.

Bu sistem doğru bir sistem değil

Sisteme neden hayır dediklerini anlatan Köse: “Hiçbir anayasal kurumun ve halkımızın görüşü alınmaksızın yapılmak istenen bir anayasa değişikliği halkımızın bir talebi olarak ortaya çıkmamıştır. Dolayısıyla Türk toplumu bu süreçte daha fazla kutuplaştırılmıştır. Böyle bir metnin teklif edilmesi bile bizim aklımızın, vicdanımızın yok sayılmasıdır. Neredeyse yüzyıllar öncesini anımsatan krallık ve padişahlık adına ne derseniz deyin aslında monarşidir. Parti başkanı bir cumhurbaşkanı şeklinde dönüştürülmüş yeni adıyla bize dayatılmak istenmektedir. Bu tartışmayı mevcut cumhurbaşkanı üzerinden götürmek yanlış olur. Bundan sonraki yıllarda da devam edecek bir süreç bize dayatılmak isteniyor. İleride diyelim ki başa basiretsiz bir kişi geldi ne olacak? Başkan istediği kadar başkan yardımcısı atayacak. 100 kadar bile atayabilir. Bu onun tamamen yetkisinde. Diyelim ki başına bir iş geldi bizim seçmediğimiz başkan yardımcısı aynı yetkilere sahip bu ülkeyi yönetmek durumunda olacak. Seçimle gelmeyen atanan bir kişi Türkiye’yi yönetecek. Bu demokrasiden uzaklaşmak değil de nedir? Tamamen halkın içinde olmadığı, halkın iradesinin yansımadığı bir anayasa değişikliği teklifi demokrasiden uzaklaşmak demektir. Bunlar tartışıldı mı hayır? Mesele zaten parti meselesi değildir. Bu mesele ne bir kişinin ne de bir partinin meseledir. Bu mesele ülkemizin, geleceğimizin oylanacağı meselesidir. Dolayısıyla bu mesele memleket meselesidir. Bu sistem doğru bir sistem değil. Bu sistemin kendisi sakattır. Bütün yetkiler bir kişiye verilemez. Bütün yetkileri bir kişiye verirseniz o kişi istese de istemese de diktatör olur. Bu sorun kendisini demokrat olarak gören, ülkesini ve bayrağını seven, adını ve kimliğini nasıl tanımlarsa tanımlasın hepimizin ortak sorunudur. İsterse kendini ülkücü tanımla, istersen muhafazakar tanımlar, istersen devrim tanıma nasıl tanımlarsan tanımla bu, bu ülkenin ortak sorunudur” diye konuştu.

Ülkemizin geleceğine sahip çıkalım

Geleceğimiz için çok önemli bir referandum olduğunu belirten Köse: “Bu ülkenin geleceğinin, çocuklarımızın geleceğinin oylanacağı bir halk oylamasıdır. Onun için Türkiye halklarına çok iş düşüyor. Şimdi ayağa kalkma hep bir ağızdan haykırma zamanı. Her şeye dur diyebilmenin en güzel en çağdaş anlatımı aslında o sandığa gidip hayır oyu vermektir. Her türlü egemenliğin millete dayalı olduğunu ve mutlak egemenliğin bir kişiye verilemeyeceğini anlatma zamanıdır. Hakların güvence altına alınmadığı ve güçler ayrılığının belirlenmediği bir toplumun anayasasında olmayacağını herkese anlatmamız gerekiyor. Demokrasimize, cumhuriyetimize, ülkemizin geleceğine sahip çıkmanın onuru ve en doğal hakkımız olan direnme hakkımız için hayır dememiz gerekiyor. Hataların eksiklerin yanlışların sadece demokrasi rejimlerinde özgür bir meclis varlığında düzeltilebileceğini anlatmamız gerekiyor. Karanlığa inat gökkuşağı bahçelerine ulaşmak için her renkte her dilde umudu büyütmek için o sandığa gidip hayır dememiz gerekiyor. Biz kadınlar her yer de her saatte can güvenliğimiz olsun diye bir kişi daha eksilmeyelim diye çocuklarımızın düşleri kirletilmesin diye o sandığa gidip hayır dememiz gerekiyor. Kırmadan dökmeden ideolojik tartışmalara girmeden meseleyi sen ben kavgasına getirmeden yapacağımız bir hayır kampanyası ile başarıya ulaşabiliriz. Bu mümkün. Ben inan inanıyorum siz de inanın. Herkesin huzur içinde yaşayacağı kimsenin kimseye üstünlük taslayamayacağı yeni bir anayasa yazabiliriz. Bu mümkün” dedi.

Vicdanınızın sesini dinleyin

 

Köse, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Biz 81 anayasasına da karşıydık gerçi birçok maddeleri değişti ama ona da karşıydık. Ama istişare ile daha demokratik bir anayasayı tekrar yapabiliriz. Bu bizim elimizde. Şunu unutmayalım. Zalimleri var eden mazlumların rızasıdır. Yeni zalimler yaratmayalım. Yeni zalimler yaratırsak bu ülke yerle bir olur. Güneşin doğduğu her ufukta umuda giden bir yol mutlaka vardır. Bizler umuda giden bu yolda ülkesini seven bayrağını seven adını ve kimliğini nasıl tanımlarsa tanımlasın hangi partiyi tutarsa tutsun hiç ayrım yapmadan hep birlikte tek yürek olarak mücadele edeceğiz. Emin olun başaracağız. Çünkü biz bu davada haklıyız. Haklı olduğumuz için başaracağız. Tüm renklerimizle özgür onurlu ve barış içerisinde yaşayacağımız bir ülke için hayır demeliyiz. Türkiye’nin özgür olmasını bağımsız olmasını ve kimsenin önünde eğilmemesini istediğimiz için bu kampanyaya hayır dememiz gerekiyor. Ben Bartın halkına inanıyor ve güveniyorum. Bartın halkı Karadeniz’in en güzel ilidir. Bu halkın sağduyuyla sandığa giderken vicdanının sesini dinleyeceğine inanıyorum. Bu ülkeyi bir kişinin iki dudaklarının arasından çıkacak olan sözlere bırakmayalım. Bu hayırlı yolculukta hepimize hayırlı yolculuklar diyorum.” 

  • Yorumlar 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0551 120 3535