• BIST 8675.96
  • Altın 3027.127
  • Dolar 34.347
  • Euro 37.4601
  • Bartın 7 °C
  • Ankara 5 °C
  • Bolu 4 °C
  • Kastamonu 6 °C
  • Zonguldak 9 °C
  • Karabük 5 °C
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!

Tunç, Öğrenciler İle Söyleşi Yaptı

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Bartın Üniversitesi Siyaset Kulübü öğrencileri ile biraraya gelerek, Yeni Anayasa ihtiyacı ve Başkanlık Sistemi konusunda gençlerle söyleşi yaptı.
Tunç, Öğrenciler İle Söyleşi Yaptı

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Bartın Üniversitesi Siyaset Kulübü öğrencileri ile bir araya geldi. Bartın Kültür Merkezinde gerçekleştirilen programa Bartın Üniversitesi Siyaset Kulübü Başkanı Ergül Alantor, Siyaset Kulübü öğrencileri katıldı. Üniversite öğrencilerinin çeşitli konulardaki sorularını cevaplandıran Milletvekili Tunç, okuyan, eleştiren, üreten bir gençliğin ülkemizin geleceği için çok önemli olduğunu belirterek, “Bartın Üniversitesi Siyaset Kulübü öğrencileri olarak beni davet etmeniz ve ülkemizin güncel sorunları ile ilgili sohbet etme isteğiniz memnuniyet verici, hepinize teşekkür ediyorum” dedi. Bartın Üniversitesi’nin 2008 yılında kurulduğunu belirten Milletvekili Tunç, “Öğrenci sayısı 15 bine dayandı. Yeni kampüs alanındaki çalışmalar devam ediyor, tamamlandığında Bartın 30 bin öğrencinin öğrenim gördüğü 1000’den fazla akademisyenin görev yaptığı, 1000’den fazla çalışanının olduğu dev bir Üniversite olacak, Üniversite hem Bartın’a değer katıp büyütecek, hem de şehirle bütünleşerek, bölgenin sosyal gelişmişliğini olumlu etkileyecek” şeklinde ifade etti.

“1982 ANAYASASI DEMOKRATİK DEĞİLDİR”

Milletvekili Tunç, öğrencilerin yeni anayasa konusundaki soruları üzerine yaptığı açıklamada; “1982 Anayasası Demokratik bir anayasa değildir, bu Anayasanın değişmesi noktasında tüm siyasi partiler mutabık olduğu halde yeni Anayasa yapımında bir türlü uzlaşma sağlanamadı. Oysa sağlanması gerekirdi. 1982 Anayasasını yapanlar, darbe ile işbaşına gelenlerdir, bir Anayasanın demokratik olabilmesi için yapım sürecinde halkın, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin alınması gerekir. 1982 anayasasında bu görüşler alınmamıştır. Çünkü görüş alınabilecek siyasi partiler, dernekler vakıflar darbeciler tarafından kapatılmıştır, 1982 Anayasası bu yönü ile de demokratik değildir. Anayasaların demokratik olabilmesi için üçüncü şart halkoylamasıdır. 1982 anayasası halkoylamasına sunulmuştur ancak, Anayasa’ya hayır propagandası yapılabilecek bir ortam oluşmamıştır, darbeciler buna izin vermemişlerdir, çünkü Anayasa’ya hayır propagandası yapabilecek siyasi partiler kapatılmış, sivil toplumun sesi kesilmiştir. Tek taraflı bir propaganda ile Anayasa’ya evet kampanyasını darbeyi gerçekleştirenler yapmıştır. Milletimiz de bir an önce demokratik siyasi düzene geçmek için, anormal durumdan bir an önce çıkmak için Anayasa’ya evet oyu vermek zorunda kalmıştır, zaten kısa süre sonra yapılan seçimlerde darbecilerin işaret ettiği siyasi partiye değil de, o dönemde rahmetli Turgut Özal’ı tek başına iktidara getirerek, darbecilerin dönemini kapatmıştır” dedi.  1982 Anayasasının sadece yapım şekli açısından değil, içeriği ve taşıdığı vesayetçi anlayışı nedeniyle de değişmesi gerektiğini belirten Milletvekili Tunç, egemenliğin kullanılması ile ilgili olarak ta anayasa’da sorun bulunduğunu, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olması gerektiği halde bu anayasa ile egemenlik yetkisinin yetkili organlara devredildiğini, yetkili organların da vesayet odakları tarafından tutularak, milletin egemenliğinin sınırlandırıldığını söyledi.

“YASAMA İLE YÜRÜTMENİN BİRBİRİ İLE İÇ İÇE OLMADIĞI BİR SİSTEME GEÇMEK ZARURETİ VARDIR”

Milletvekili Tunç, öğrencilerin Başkanlık sistemi ile ilgili Anayasa değişikliği teklifindeki son durumu sormaları üzerine de şunları söyledi; “2007 yılında CHP’nin öncülük ettiği 367 krizi ile Cumhurbaşkanının Mecliste seçtirilmemesinin ardından yapılan referandumda halkımız artık Cumhurbaşkanını ben seçeceğim demiştir. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile birlikte artık yeni bir durum ortaya çıkmıştır. Cumhurbaşkanı halka karşı siyasi sorumluluğu olan bir konuma gelmiştir. Halka karşı siyasi sorumluluğu olan ve Anayasa’da da icrai yetkileri bulunan Cumhurbaşkanlığı makamının, yine halk tarafından seçilen ve icrai yetkileri bulunan Başbakanlık makamı ile olan konumu bu gün için bir kriz oluşturmayabilir, çünkü Cumhurbaşkanı ile Başbakan uyumlu ve aynı parti içerisinden gelmekteler bu gün için bir sorun yok ancak yıllar sonra bu durum ortadan kalktığında ülkemiz bir devlet krizi ile karşı karşıya kalabilir, o nedenle, yürütmenin Cumhurbaşkanlığı makamı altında toplanması, yasamanın da yürütmeden bağımsız olması, yani bakanların milletvekilleri arasından seçilmemesi, milletvekillerinin yasama görevinde daha etkin olmaları, yargının da bağımsız olması böylece kuvvetler ayrılığına uygun, yasama ile yürütmenin birbiri ile iç içe olmadığı bir sisteme geçmek zarureti vardır.”

“PARLAMENTER SİSTEMİ CUMHURİYET REJİMİNİ GÜÇLENDİRMEDİ”

Başkanlık sisteminin rejim değişikliği anlamına gelmediğini belirten Milletvekili Tunç; “Değişecek olan hükümet sistemidir. Devletin şekli Cumhuriyettir, üniter yapı korunacaktır. Halk sandığa giderken kimin ülkeyi yöneteceğini bilerek oyunu kullanacak, koalisyonlar tarihe karışacak, en fazla oy alan ülkeyi yönetecek, seçimler gelip çattığında da hesap soracağı kişiyi bilecek. Parlamenter sistem de ise koalisyonlar nedeniyle istikrarsızlık yaşanıyor. İstikrarsızlıklar ise ekonomik krizlere neden oluyor. Çok partili hayata geçtikten bu yana 55 yılda 40 hükümet değişti. 1,5 yılda bir hükümetin değişmesi yatırımların yavaşlamasına neden oldu. Ekonomik sıkıntılar güvenlik sorunlarını tetikledi. Anarşi ve terör olayları vesayet kurumlarını güçlendirdi. Bu da siyaset kurumunu ve demokrasiyi zayıflattı. Ülkemizi dış politikada itibarsızlaştırdı. Ülkemiz tek başına iktidarlar dönemi olan Menderes, Özal ve Erdoğan dönemleri hariç çok zaman kaybetti. Parlamenter sistemi Cumhuriyet rejimini güçlendirmedi. Bilakis zayıflattı” şeklinde ifade etti.  Başkanlık sisteminde Meclisin daha güçlü olacağını belirten Milletvekili Tunç, Başkanlık diktatörlüktür diyenlerin halkı yanılttıklarını, Başkanın seçimle gelip seçimle gideceğini, Meclisin yürütmeden ayrı olacağını, kanun yapma ve bütçeyi onaylama yetkisinin milletvekilleri tarafından gerçekleştirileceğini, bu nedenle Başkanın Meclisle uyumlu çalışmak durumunda kalacağı için Başkanlık sisteminin bir denge sistemi olduğunu, koalisyon ihtimalinin ortadan kalkması nedeniyle de istikrarı getireceğini bunun da kalkınmayı hızlandırarak halkın refahının daha da artması demek olduğunu söyledi.

  • Yorumlar 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0551 120 3535