• BIST 10182.19
  • Altın 2436.613
  • Dolar 32.1784
  • Euro 34.623
  • Bartın 12 °C
  • Ankara 13 °C
  • Bolu 10 °C
  • Kastamonu 13 °C
  • Zonguldak 13 °C
  • Karabük 13 °C
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!
  • CHP Belediye Meclisinde Fark Attı!
  • “Bu Sonuç Ekonomik Krizin Faturasıdır”
  • Fırıncıoğlu’na çocuklardan sevgi seli!

“Oyalama taktiği”

CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, “Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda değerlendirmelerde bulundu.
“Oyalama taktiği”

CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, “Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne ilişkin Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda değerlendirmelerde bulundu. Bankoğlu, hükümetin kadına yönelik şiddetin önlenmesi kapsamında önerdiği torba yasa teklifinin kadınları oyalama taktiği olduğunu, hükümetin toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı zihniyetini değiştirmediği ve uygulamadaki sıkıntıları gidermediği sürece kadına şiddet sorunu çözemeyeceğini belirtti. Hükümet tarafından sunulan, Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’ndaki (KEFEK) görüşmelerinde tartışmalı anlar yaşandı. Görüşmelerde açıklama yapan Bartın milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, hükümetin torba yasa pratiğini eleştirerek, önerinin üç temel kanunda değişiklik yaptığını ve bunun hukuk nosyonuyla uyuşmadığını belirtti. Yasa teklifinin hazırlanmasında ve komisyon görüşmelerinde kadın örgütlerinin davet edilmediğini de belirten Bankoğlu, “Böylesine önemli bir yasa teklifi yapılırken; çoğunlukçu ve katılımcı demokrasi ilkeleri gözetilerek, yasa yapımında konusunda uzman, kadın örgütlerinin ve STK’larının görüşlerinin alınması gerekirdi. Bu örgütlerin en azından burada yapılan toplantıya davet edilmesi gerekirdi. Yasaları oldu bittiye getirerek dayatmak yerine; paydaşlarının tüm farklı görüşlerini de almak adına, bu toplantının süre ve gün sınırlamasının ayarlanması gerekirdi” dedi.

“Kadına yönelik şiddeti önlemesi mümkün değil”

Bankoğlu, ayrıca kadına yönelik şiddet konusunda çok önemli sonuçlar doğuran bu teklifin görüşmelerinde KEFEK’in esas komisyon olarak atanmamasını da eleştirerek, “KEFEK’in bu konuda kesinlikle esas komisyon olarak atanması gerekirdi. Kadına yönelik şiddet bakımından önemli sonuçlar doğuran, hatta bu sebeple cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, kamuoyuna ‘müjde’ olarak sunulan böylesine bir kanun teklifinin incelenmesinde, 2009’dan beri kadın politikalarının tartışıldığı temel komisyon olan KEFEK’in tali yani arkadan gelen, ikincil komisyon olarak atanması bize bir zihniyet resmi verir. Kadına yönelik bir yasa tartışmasında bile, kadın komisyonunu tali gören erkek egemen zihniyetin, kadına yönelik şiddeti önlemesi mümkün değildir,” dedi.

“Cezasızlık algısının sorumlusu sizsiniz!”

Kadına yönelik şiddet vakalarında toplumda bir cezasızlık algısı olduğunu, bu algının da cezaların failler üzerindeki caydırıcılığını azalttığını belirten Bankoğlu, son 20 yılda konu üzerinde artan cezasızlık algısını, “Kamuoyunda bu konuda cezasızlık algısı o derece yüksektir ki, artık kadınlar, kamuoyu oluşturabilmek adına şiddet vakalarına sosyal medyadan tepkilerini göstermeye, hakim ve savcıları göreve çağırmaya çalışıyorlar,” diyerek açıkladı. Haziran 2021’de Konya’da 1 buçuk yaşındaki kızının ve eşinin üzerine kaynar su döken Ali Ay’ın ‘Şimdi seni öldürsem 5 yıl alırım, 3 yıl yatar çıkarım,’ ifadelerini hatırlatan Bankoğlu sözlerine, “Peki sonra ne oldu biliyor musunuz, suçlu 4 buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı ve iyi hal indirimi uygulanarak cezası 3 yıl 9 aya indirildi,” diyerek devam etti. Cezasızlık algısında uygulama kadar hükümetin de payı olduğunu belirten Bankoğlu, “Ülkedeki bütün kadınların hayatını ilgilendiren bir konuda, tek bir adamın kendi başına karar vererek İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması bu algıyı perçinliyor. Söylemleriniz ve uygulamalarınız sebebiyle cezasızlık algısını yaratan sizsiniz,” dedi. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçilmeyeceğini belirten Bankoğlu, konuya ilişkin derdest davaların olduğunu belirterek, “Sözleşmeden çıkılması karşısında, Türkiye’deki kadın mücadelesi ve kadın dayanışması hükümetin erkek egemen zihniyetine karşı tek vücut haline gelmiştir. Bugün bu hukuksuz İstanbul Sözleşmesi çıkışıyla ilgili, Danıştay’a açılmış yaklaşık 200 dava var. Bu davaların bazısında, Danıştay savcılarının sunduğu çok önemli mütalaalar, hakimler tarafından verilmiş karşı oy yazıları var. Bu ben yaparım kibirine, kadınlar da hukukçular da güçlü bir ses çıkardı. Kazın ayağı, hükümetin umduğu gibi olmadı. Kadınları sindirebileceğini sanan, siyasi menfaat uğruna kadının can güvenliğiyle oynayan hükümet; karşısında siyasi muhalefetin üstüne bir de örgütlü ve güçlü bir kadın muhalefeti buldu. Erkek egemen hükümet bunu görüyor ve çekiniyor. O kadar çekiniyor ki, bugün burada kadın örgütleriyle yüzleşmeye bile korkuyor,” diyerek İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılma gafletinden dönülmesi gerektiğini belirtti.

“Faillerle hükümet benzer zihniyette”

Konuşmasına şiddet faillerinin profillerinden bahsederek devam eden Bankoğlu, “Bütün bu kadın cinayetlerinin altında çok net bir sebep var; toplumsal cinsiyet eşitsizliği. Kadına yönelik şiddet vakalarına baktığımızda, çok çeşitli bir fail profili görüyoruz. Bu faillerin bazısı hükümetin belirttiği gibi, bağımlılık sorunlarıyla ve psikolojik sorunlarla boğuşan insanlar. Ancak önemli bir kısmı da, gayet eğitimli diyebileceğimiz insanlar. Bu faillerin tamamının bir ortak noktası var, öldürdükleri veya şiddet uyguladıkları kadınları kendi hakimiyet alanları içerisinde, erkeğin kurallarına göre yaşaması gereken tabiri caizse bir eşya gibi görmeleri. Bu yüzden de, kendilerini reddeden, kendileriyle aynı fikri paylaşmayan, gel deyince gelmeyen, git deyince gitmeyen kadınlara zarar verme hakkını kendilerinde görüyorlar. Daha da acısı, hükümet 20 senedir 'Efendim, toplumsal cinsiyet eşitliği yoktur, fıtrat ayrımı var, ‘kadınlar önce annedir,’ ‘kadın cinayetleri abartılıyor,’ ‘kadın susmasını bilecek,’ gibi söylemlerle, tüm bu şiddet vakalarına çanak tutuyor. Yetmezmiş gibi, bir gecede bir adam, ülkedeki bütün kadınların hayatını ilgilendiren bir sözleşmeden, hiçbir kadının fikrini, düşüncesini almadan çıkma kararı alıyor. Himayesinde zannettiği devletin her bir belgesinden, “toplumsal cinsiyet eşitliği” ifadesini itinayla çıkarttırıyor. Kadına yönelik şiddetle mücadele edeceğini iddia eden bu zihniyet, fail zihniyetiyle aynı zihniyettir. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarken kadına danışmayan, size danışmayan bu zihniyetinin, bu teklifinin kadınlara çözüm sunması mümkün değil,” diyerek Yasa Teklifi’nin samimi bulmadığını da kaydetti. Bankoğlu’nun açıklamalarının üzerine, hükümet vekilleri tepki gösterdi. Komisyonda yaşanan tartışmalar sebebiyle ara verilen oturuma, Bankoğlu’nun konuşmasıyla devam edildi.

  • Yorumlar 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 5 Mayıs 2013 Ajans Bartın | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0551 120 3535