Hizmet etmek isteyenlerin artık yakasından düşün

Bartın Turgut Işık Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Kan Bağışı Kulübü öğrencileri tarafından Karabük Kan Bağışı Merkezi ve Türk Kızılayı Bartın Şubesi ile birlikte bu yıl 2.’si gerçekleştirilen  “Damar Yolundan Hayat Yoluna” isimli proje sona erdi.

 Proje kapsamında 6 gün boyunca Cumhuriyet Meydanı’nda devam eden kan ve kök hücre bağışı kampanyasında 1640 ünite kan bağışı ve 487 ünite de kök hücre bağışı alınarak büyük bir başarıya imza atıldı.

Kan bağış sayımızı yüksek tuttuğumuz takdirde kan merkezi kurulmasının önünde hiçbir engel yok deniliyordu. Denildiği gibi de şu an için kan merkezinin önünde bir engel kalmadı.

Bu proje ile de kan bağışı sayımızı epeyce artırdık.

Aslında engel olmaya çalışan bir zihniyet olsa da başarılı olamadılar.

Bu başarıda Bartın Şube Başkanı Sayın Rıza Çakın’ın ve öğrencilerin emeği çok büyük.

Tabii 6 gün boyunca meydanda yapılan faaliyetleri yakından takip ettim. Verilen emeğin ve öğrencilerin çabasının yakinen şahidi oldum.

Tabii bu emekler boşa gitmedi. Hedeflenen 1500 ünite kan bağışı sayısı fazlasıyla geçildi. Kan bağışı kampanyasının son gününde ki mutluluk, öğrencilerin gözündeki parıltı her şeyi gösteriyordu.

Ancak bu güzel havaya ve elde edilen bu başarıya rağmen bazı kişisel çıkarlar peşinde olanlar da yok değil.

Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım köşe yazımda bu konuya değinmiştim. Ancak bu yazıdan bir şeyler öğrenmek yerine bana hakaret etmeyi tercih edenler olduğunu üzülerek ifade ediyorum.

Düşünebiliyor musunuz Tük Kızılayı’na sahip çıktığım için bana küfür ediliyor.

Daha da ilerisi sadece ve sadece Tük Kızılayı’nın bayrağını dalgalandırma telaşı içerisinde olan ve sadece bir ünite kan toplamak almak için var gücüyle çalışan Bartın Şube Başkanını Atatürk düşmanı olmakla suçladılar.

Ayıptır. Bu insanların tek amaçları Bartın’a hizmet etmektir. Kan ihtiyacı olanın, zorda kalanın başvurduğu bu kapıyı ayakta tutmak isteyenlerin artık yakasından düşün.

İftira atarak bu işler olmaz. Bırakın insanlar işlerini yapsınlar.

Allah aşkına soruyorum. Cumhuriyet Meydanı’nda 6 gün boyunca kan bağışı alınmasının kime ne zararı olur?

Kızılay’ın bir ihtiyaç sahibine yardım etmesi kimi rahatsız eder?

Bu yapılanlardan kimler huzursuz olur? Bu soruların cevaplarını ben biliyorum. Fakat yapılanları bir türlü anlamlandıramıyorum.

Bartın’ın bazı konularda neden geride kaldığını hep tartışıyoruz. Her sektörde veya her alanda ilimizin gelişme göstermediğini ifade ediyoruz.

Bunun tek nedeni var. İsterseniz ben söyleyeyim. Bartınlıların birbiriyle olan çekişmeleri ilimizin ilerlemesinde ki tek engel…

Şimdi yazıyı okuyunca bana kızanlar olacaktır. Ancak bu bir gerçek…

Her sektörde bir çekişme var. Bu çekişme rekabet değil. Bu çekişmede her türlü yola başvurulabiliyor.

Canla başla çalışan bir şube başkanını Atatürk düşmanı ilan etmek akıl işi değil. Bu insanlar gönüllülük esasına göre çalışıyorlar. Bu insanlar vatanına, milletine ve bayrağına bağlı insanlar.

İşlerinden, vakitlerinden ve ömürlerinden fedakarlık yapıyorlar. Nedir istediğiniz?

Kişisel çıkarları bırakın.

Yapılanlara kısaca değinip konuyu sonlandıracağım.

Projeyi başından beri takip ettiğimi ifade etmiştim. Etkinliğin 5.gününde etkinlik alanına gidip röportaj yapacaktım. Ancak alana gittiğimde gördüm ki herkesin hevesi kırılmış. Gençler üzgün. Şube Başkanı Sayın Rıza Çakın üzüntülü.

Tabii hemen sordum. Meğer Sözcü Gazetesi Kızılay Çadırı ile Atatürk heykelinin önünü kapattılar diye haber yapmış.

Tüm morallerin bozduğunu görünce açıkçası gençler adına üzüldüm. Yani anlatamıyorum. Bu nasıl iştir?

Gazeteci olduğumu söyleyince açıkçası gönüllü çalışan gençler bana biraz mesafeli durdu diyebilirim.

Bir gazeteci olarak onlara ‘Mustafa Kemal Atatürk hiç umut olmayan bir toplumda umut yaratmıştır” dedim.

Umudun bitmemesi gerektiğini söyleyerek, burada yapılacak tek şeyin bağış sayısını düşürmek isteyenlere inat, 1500 ünite kan bağışını alarak en güzel cevabı verebileceklerini söyledim.

Kızılay gönüllüsü olarak başarılı çalışmalarla adından söz ettiren Rıza Çakın, Kızılay Bartın Şube Başkanlığına atanmasının buyana bazı çevreler tarafından yıpratılmak isteniyor.

Bu kadar önemli çalışmalar yapılırken birilerinin yine başka işler peşinde olduğunu yazımın başında ifade etmiştim.

İsterseniz neler yaşandığı sizlere kısaca anlatıp yazıma son vereyim.

Türkiye Kızılay Derneği Bartın Şube Başkanı Rıza Çakın’ın bu proje ile ilgili fikir alışverişinde bulunmak ve protokol imzalamak için İl Milli Eğitim Müdürü Yaşar Demir’i ziyaret etmesiyle başladı.

Tabii Rıza Bey İl Müdürü Yaşar Demir ile tokalaşırken ki fotoğrafını sosyal medyadan paylaştı. Paylaştı ama paylaştığına paylaşacağına pişman ettiler.

Bu fotoğraf Sözcü Gazetesi’nde ‘Atatürk Düşmanı Müdüre Bürokratlardan Destek’ başlığıyla yayınlandı.

Hatta haberin içeriğinde ‘Devletin bürokratları, Atatürk’e hakaret eden Bartın Milli Eğitim Müdürü’nü ziyaret etti. Görüşmeye ait fotoğraf da “Dik dur, eğilme” notuyla paylaşıldı’ ifadeleri kullanıldı.

Başlıkta bürokrat yazıyor. Ancak Rıza Bey bürokrat değil.

Son olarak da ‘Heykelin Önünü Çadırla Kapattılar’ başlıklı bir haber yapıldı.

Sanki meydanda tek bir çadır varmış da Atatürk heykelinin önüne konulmuş gibi yanlış bir algı oluşturuldu. Meydanda iki çadır karşılıklı konulurken bir tanede heykelin önüne kuruldu. Kaldı ki Atatürk heykeli ile çadır dip dibe değil. Yani heykelin önünde boşluk var.

Kasıtlı ve hangi amaca hizmet ettiği belli olmayan bu tür habere üzülerek ifade ediyorum itibar edenler oldu.

Meydana gelip öğrencilerin azarlanmasının, çadırların kaldırılmasının tehditkâr tavırlarla söylenmesinin,  ileri geri konuşulmasının ve daha da kötüsü sosyal medyadan şube başkanına küfürler edilmesinin hiçbir izahı olmaz.

Atatürk’e sahip çıkmak böyle olmaz.

Atatürk’ü sadece bu ulusal gazetede çalışanlar ve bu habere itibar edip tepki gösterenler değil, tüm Bartın halkı Mustafa Kemal Atatürk’e gereken saygı ve sevgiyi her zaman göstermiştir.

Meydanda kurulan çadırı Atatürk’e saygısızlık olarak algılayanlar Mustafa Kemal Atatürk’ü hiç anlamamışlar.

O halde bugün bizler, Mustafa Kemal’i anlamak, onun izinde olmak, onun açtığı ve aydınlattığı yolda yürümek istiyorsak, kendimize sormamız gereken bazı sorular var.

Atatürk bu millete hizmet için gönüllü çalışan Kızılay yetkililerine yapılan bu saldırıyı görseydi buna kesinlikle müsaade etmezdi.

Burada bize düşen görev Bartın’a hizmeti hakkıyla yapanlara sahip çıkmaktır. Türk Kızılayı’nı milletin gözünden düşürmek isteyenlere fırsat vermemektir.

Bartın halkının buna fırsat vermediği son yapılan kan bağışı etkinliğinde net görmüş olduk. Farklı hesap peşinde olanlara da net bir yanıt verildiğini düşünüyorum.