Karakaş, Hükümeti Eleştirdi

Haftalık gündem değerlendirmelerine devam eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bartın İl Başkanı Selim Karakaş, ekonomik üzerinden hükümeti eleştirdi. Alınan 200 milyarlık ek borçlanma yetkisi, kamu bankalarının 20’şer milyarlık sermaye artışı ile Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklanacağını duyurduğu 14 ayrı kredi paketiyle geniş kesimleri borçlandırarak ekonomiyi canlandırma senaryolarının, seçim ekonomisine geçildiğinin göstergesi olduğunu savunan Karakaş, 20 yıllık AK Parti iktidarında; hukuk devletini ve yargı bağımsızlığının yok edildiğini, partili yargıçlar-savcılarla yargıya güveni dibe vurdurup ülkenin yasal-anayasal kurumlarının çökertildiğini söyledi. İktidar seçim ekonomisine geçse de, derin yoksulluğun artarak devam ettiğini dile getiren Karakaş, enflasyon rakamsal olarak düşse de ekmek, et, süt, peynir ve gıda fiyatının, elektrik- doğalgaz faturalarının, kiraların düşmeyeceğine dikkat çekti. Duruma göre asgari ücreti yeniden gözden geçirebileceklerini belirten iktidarın “seçim asgari ücreti” işaretini verdiğini ifade eden CHP İl Başkanı Karakaş, açıklamasında şunları kaydetti:

 “İktidarın ülkeyi getirdiği noktanın somut fotoğrafıdır”

 “Türkiye’den Almanya’ya  Türkiye’den sığınma ve iltica başvuruları 11 ay da yüzde 216 artışla 20 bin 802 kişiye ulaştı. Sığınma başvurularında Türkler, Suriyeli ve Afganlardan sonra üçüncü sırada. İltica gerekçelerinin ağırlıkla ‘siyasi baskı, özgürlüklerin kısıtlanması’ ve ‘kötü ekonomik koşullar’ olarak ifade edilmesi, iktidarın ülkeyi getirdiği noktanın somut fotoğrafıdır!

 “50 ülke arasında 37’nci sırada”                    

 Kaynakları rant ve beton ekonomisine aktaran iktidarın ‘Teknofest Kuşağı’ iddiasına karşılık Türkiye, 2022 yılı Küresel İnovasyon Endeksi’nde 50 ülke arasında 37’nci sırada. Endeks sonuçları ve sıralama, yüksek teknolojili ürün ihracatının payı yüzde 2’ler seviyesinde olan Türkiye’nin ciddi bir seferberliğe girişmesi gerektiğini gösteriyor. Türkiye’nin 10 yıl geriye giden milli geliri, partizanlaşan üniversitelerin hali, yargı ve hukukun getirildiği nokta, hızlanan beyin göçü, demokrasiden uzaklaşan görüntüsüyle yenilikçi teknolojileri, yatırımları çekmesi zor olduğu gibi, sıralamada daha geriye düşmesi yüksek ihtimal.

 “En son vaat edebileceği şey adalettir”

 Ülkedeki her 42 kişiden birini terörist gören iktidarın en son vaat edebileceği şey adalettir. ‘Adaletin olmadığı bir devlet, tıpkı temelsiz bina gibi eninde sonunda yıkılıp gitmeye mahkûmdur’ açıklamasında bulunan partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarında; hukuk devletini ve yargı bağımsızlığını yok edildi. Partili yargıçlar-savcılarla yargıya güveni dibe vurdurup ülkenin yasal-anayasal kurumlarını çökertildi. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarını tanımayan, AYM’yi kapatmak isteyen, yargıyı rakiplerine karşı siyasi araç olarak kullanan bir iktidarın bu topluma söyleyebileceği en son söz ‘bağımsız yargı, adaletli yönetim ve adalet dağıtan devlet’ vaadidir.

 “Derin yoksulluk artarak devam ediyor”

 İktidar seçim ekonomisine geçse de, derin yoksulluk artarak devam ediyor. Gıda-konut-ısınma-ulaşım-kültür-eğlence vb. harcamaları kapsayan yoksulluk sınırının 25 bin 365 TL olduğu dikkate alındığında iktidarın çalışanları enflasyona ezdirmemekle övündüğü yeni asgari ücret, aralık ve ocak ayı açlık-yoksulluk sınırları açıklandığında büyük olasılıkla açlık sınırının altında kalacak. Enflasyon rakamsal olarak düşse de ekmek, et, süt, peynir vb. fiyatı, elektrik- doğalgaz faturaları, kiralar düşmeyecek. İktidar, duruma göre asgari ücreti yeniden gözden geçirebileceklerini belirterek ‘seçim asgari ücreti’ işaretini verdi. Alınan 200 milyarlık ek borçlanma yetkisi, kamu bankalarının 20’şer milyarlık sermaye artışı ve Bakan Nebati’nin açıklanacağını duyurduğu 14 ayrı kredi paketiyle geniş kesimleri borçlandırarak ekonomiyi canlandırma senaryoları, seçim ekonomisine geçildiğini gösteriyor.”