Madencilerle ilgili ilginç açıklama

“Özel Sektöre Devredilerek Yüzyıllık Bir Kurum Tarihe Karışacak”

Yeniden Refah Partisi Bartın Merkez ilçe Başkan Yardımcı Ayhan Akgül, Madenciler Günü münasebetiyle sosyal medya üzerinden kutlanıp fotoğraf paylaşılmakla sınırlı kalımndığını söyleyerek, asıl konuşulması gereken madencilerin sorunlarına değinilmediğini ifade etti. Akgül, açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Evet kutlamak ve güzel sözler yazarak fotoğraf paylaşmak güzel. Yerin yüzlerce altında çalışarak dünyanın en zor mesleklerden birini icra eden emeğin ve alın terinin kömür tozu ile karışarak işinin hakkını vererek çalışan koca yüreklere selam olsun. İnsanları evlerinde ısınma amaçlı kullanılan kömür başka nerelerde kullanıyor hatırlayalım. Elektrik üretiminde, demir-çelik ve çimento imalatında, endüstriyel proseslerde buhar üretmek de kullanılır. Taş kömürü: Demir-çelik ve kimya endüstrisinin enerji kaynağıdır. Petrol ve doğalgazın gölgesinde kalındığı düşünülse de vazgeçilmez ve ilerleyen zamanlarda tekrar farklı bir şekilde kullanıma sunularak zirveye oturacaktır.

Kısaca kömürün tarihine bir değinelim

Tarih kitaplarında Zonguldak adının "bataklık" anlamına gelen "Zongalık"tan geldiği yazar. 1829'da Uzun Mehmet, ilk kez yanar taşı bulur. 1848 yılından itibaren kömür ocaklarını Fransızlar ve İtalyanlar işletmeye başlar. Böylece Osmanlı, ilk kez yabancı sermaye ile tanışır. Cumhuriyetin ilanı ile yabancı şirketlerin işlettikleri taşkömürü ocakları devletleştirilir. Karabük ve Ereğli Demir Çelik fabrikaları, yıllarca Zonguldak'ın taşkömürü ile beslenir. Kısacası Zonguldak kara elmasla büyür. Sonunda, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), Zonguldak'ın tek sahibi olur. Öyle ki, "TTK'nın bir bayrağı eksik" sözleri dillerde dolaşmaya başlar. Ancak bu maden imparatorluğu, Ankara'ya yenik düşer. Sahip olduğu zengin maden ocakları ile kar etmesi gereken TTK, politikanın içine çekilerek, yılda trilyonlarca lira zarar ettirerek ayakta durmaya çalışan bir kurum. Bunun en büyük sebebi sizlerde bildiğiniz gibi siyasi politika ile yöneticilerin hak etmediği konuma ve makama gelerek liyakatten işin ehli olmayan, iş bilmez yöneticelerdir. Bir diğer sebebi ise kurum bünyesinde çalışan bazı kişilerin iş ahlakından ve disiplininden uzak olmasıdır. Yıllarca süre gelen bu anlayış ile zarar ediyor diyerek özel sektörün peşkeş çekiliyor olması ne üzücü bir durum. Özel sektör kar etmeyen bir yeri neden alsın. Zonguldak'ta 1989 yılından itibaren başlayan rödövans sistemiyle 20 sahada maden ocağı özel sektöre devredildi.

Hiç bir şekilde bahane üretilerek söz konusu olamaz

Özel sektörün kendi çalışma şart ve disiplini ile kar elde ediyor olması sizce kimin becereksiz bir yönetim oluşturduğunu ortaya koymaktadır. TTK zarar ettiren asıl sorumlu kişiler yöneticilerdir, özel sektör bunu başarabiliyorsa devlete bağlı olan kurum da elbette başarabilir. Yeraltı kaynaklarının çıkartılması ve özel sektöre kiralanması, satılması kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Hiç bir şekilde bahane üretilerek söz konusu olamaz. Bu bağlamda şimdi bizleri ilgilendiren iki olay var biri işçi sayısı diğeri ise iş sağlığı ve güvenliği konusu. 1990 yılında TTK bünyesinde çalışan işçi sayısı 34 bin idi. Şimdi tarihler 2020 gösterdiği bu günlerde ise 9.251 kişi çalışıyor. Sizde farkında iseniz günden güne TTK çalışanı azalmış, korkarım ki bu şekilde giderse 6 sene sonra TTK çalışan işçi alınmazsa 4 bine düşecek. Buda küçülmeye giderek bazı müesseseler kapanmak zorunda kalarak kalan çalışanlar bir müessese de toplanarak istihdam ve ekonomi olarak büyük sıkıntılar doğacaktır. En kötü ihtimalle özel sektöre devredilerek yüzyıllık bir kurum da tarihe karışacaktır.

Tüm maden şehitlerine Allah’tan rahmet ve mağfiret dilerim

Manisa Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde özel sektöre bağlı bir maden ocağında çıkan yangın nedeniyle 301 maden işçimiz şehit oldu. Bu ateşin açısı tüm Türkiye'ye deki vatandaşların yüreğini bir kör gibi dağladı. Bu yürek yakan hadiseden 4 ay önce Türkiye'de madenciler, 2013 yılı sonunda ülkedeki tehlikeli çalışma koşullarını protesto etti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, ilgili madenin güvenliğinin araştırılması teklifini facianın gerçekleşmesinden yalnızca yirmi gün önce reddetti. Bu acı olayın suçluları çok açık belli değil mi? O günün açısı hala yüreklerde tazeliğini koruyor. Unuttuk sanmayın, unutmayacağız, unutturmayacağız. Bu gün benim için o nedenle ayrı bir hüzünlü ve buruk geçmektedir. Türkiye en büyük maden kazasını özel sektörde yaşadı. Bu nedenle özel sektöre yeraltı maden ocakları hiç bir şekilde teslim edilmemelidir. Soma faciasında ve maden ocaklarında hayatını kaybeden tüm maden şehitlerine Allah’tan rahmet ve mağfiret dilerim.

Sizin yeriniz 14 yıldır 1 gr kömür çıkarmayan özel sektör değil TTK’dır

Rödövans sistemiyle ile teslim edilen 21 sahada maden ocağı özel sektörden tekrar geri alınmalı. Amasra (B) Kömür maden sahasının rödevans karşılığı özel işletmeye verilmesine ait sözleşme 2005 tarihinde imzalanmış, T.T.K. tarafından Mayıs 2006 tarihinde özel işletmeye yer teslimi yapılmıştır. Ey boy boy fotoğraf çektiren Çinliler ile poz verenler, istihdam yapacağım diyen hatta şirketi kurulduğu günden bugüne ne kadar kömür çıkardı? Sizin yeriniz 14 yıldır 1 gr kömür çıkarmayan özel sektör değil TTK’dır.  İşçi alacak kişi yüzlerde işçiyi çıkararak, maaşlarını ödemeyerek kuyu vinç kulesinde ve özel işletme önünde aylarca eylem yapan işçileri neden mağdur ettiniz. Onlar aylarca evlerine bir ekmek alamadığı zaman vicdanınız sızlamadı, yaptığınız zulmü unutmadık. Tabi ki siz kömürcü Mehmet Ağa değildiniz. Siz buraya kömür çıkarmak için değil termik santral için gelmiştiniz.

Hiç bir şekilde kiralanmasına ve özelleştirmesine razı olmamalıyız

Ey Türkiye halkı ve madenci arkadaşlar,  yeraltı ve yer üstü kaynaklar 83 milyonun. Bu nedenle bunların işletilmesi ve bu gibi önemli konumda olan yerlerin hiç bir şekilde kiralanmasına ve özelleştirmesine razı olmamalıyız. Zarar ediyor diye sudan sebeplere sarılarak bahane üreteceğimize, buraları bizler ne yaparsak kar eden bir kurum haline getirebilir demeliyiz. Tüm kurumlarda iş ahlakını ve disiplini sağlayarak kendi işimiz gibi düşünmez isek zarar etmeye devam edecek. İş yerlerinde çalışan ve yöneten kişileri siyaset ile bir yere gelen değil, liyakatli ve işin ehli kişilerin iş başına gelmesi ile tüm sorunlar çözülmeye başlayacaktır. Bu şekilde kısa sürede üretimin ve ekonominin hızla büyümesi sağlanacaktır.”