"Esnafın beklentisi büyük"

CHP Bartın Milletvekili, Parti Meclisi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Komisyonu üyesi Av. Aysu Bankoğlu, Bartın’da yurttaşlarla bir araya gelmeye devam ediyor. 1 Mart tarihinde açıklanan "kademeli normalleşme" sonrası, Bartın Merkez içerisinde; Arasta, Karakaş ve Yukarı Çarşı'da esnafla bir araya geldi. Ziyaretlerde, Bankoğlu'na CHP Bartın Merkez İlçe Başkanı Nazif Çomak, İl ve Merkez İlçe Kadın Kolları Başkanları ile Partililer de eşlik etti. Yurttaşların istek, sıkıntı ve taleplerine dair Bankoğlu, şu açıklamalarda bulundu: "1 Mart’ta açıklanan "kademeli normalleşme" sonrası Bartın’da Arasta, Karakaş ve Yukarı Çarşı’da esnafla bir araya geldik. Ülkemizde, zaten uzun zamandır yaşanmakta olan ekonomik krizin üzerine eklenen pandemi, başta esnaf olmak üzere emekliden öğrenciye, işçiden çiftçiye herkesi mağdur etti. Hastalık oranları ve risk şiddetine göre "orta riskli" (sarı renk) konuma gerileyen Bartın, normalleşme adımlarını atmaya hazır olduğunu bildiren ilk il olmuştu. 20 yaş altına ve 65 yaş üzerine geçerli olan sokağa çıkma kısıtlaması, herkesle aynı gruba alındı; ki bu çok sevindiricidir. Kafe, restoran, kahvehane gibi yerler de, Bartın’daki bu normalleşme süreci içinde açılmasına izin verilen ve tüm yurttaşlara umut olan bir gelişmedir.  Ancak ne yazık ki, COVID-19 vakalarındaki ani artış sonucu, ilimiz kısa sürede orta riskli bölgeden yüksek riskli (turuncu) iller sınıfına girdi. Öncelikle tüm hemşehrilerimizin maske, mesafe ve temizlik kurallarına riayet etmesi gerekliliği, bununla ilgili en ufak bir rahatlamanın bile yalnızca birkaç gün içinde kötü sonuçlarını bize göstermesi, durumun devam eden ciddiyetini ortaya koyuyor. Hak verdiğimiz şekilde ve doğal olarak, yurttaşların büyük çoğunluğu geçim derdinde ama sağlığı kaybetmek ne yazık ki, telafi edilemez sonuçlara yol açıyor."

“Siftah Yapmadan Kepenk Kapatıyorlar”

Bankoğlu, normalleşme öncesinde borçların ertelenmesinin, yalnızca "geçici bir çözüm"e işaret ettiğini belirterek geri ödeme zamanı gelen krediler ve ertelenmiş borçlarla, esnafın zararını telafi etmenin mümkün olmadığının altını çizdi ve sözlerinin devamında şunları söyledi: "Aylardır yasaklarla müşterilerin oturmasına kapalı olan kafe, restoran, kahvehane gibi yerlerin açıldıktan sonra da sınırlı kapasiteyle çalışacak olması, mağduriyeti gidermeye yetmeyecektir. Ziyaret ettiğimiz esnaf ve işletmeler, alım gücü neredeyse sıfırlanmış olan, çoğu işsiz kalmış, enflasyon karşısında ezilmiş yurttaşların beklenen ekonomik döngüyü sağlayamadığını, akşama kadar siftah yapmadan kepenk kapattıklarını vurguladılar. İnsanlarıyla cıvıl cıvıl olmasına alıştığımız caddelerimiz, dükkânlarımız ıssız. İnsanlar umutsuz. AKP’nin hoyrat siyasi iklimi, hikâyeler ve tehditlerle yönetmeye çalıştığı politikalarının bir eseri olan bir mutsuzluk, umutsuzluk hâkim. Esnaf ve işletmeler, hükümetin bu zor günlere karşı uzun bir müddet sadece öteleme politikasıyla ilerlediğini; oysa esnafın ve KOBİ’lerin bu yükün altından kalkabilmesi için kira, stopaj, elektrik, doğal gaz borçlarının hiç değilse bir kısmından muaf tutulmaları veya gerçek manada desteklenmeleri gerektiğini ısrarla belirtiyorlar. Bunu çerçeveci de, çiğ köfteci de, konfeksiyoncu da söylüyor.  Sadece Bartın değil; 81 il birden bağırıyor. Biz de bir yıldır başta TBMM olmak üzere her fırsatta dile getiriyoruz. Ancak hesabını doğru yapamayan, önceliklerini yandaşları kurtarmaktan yana kullanan, hayali projeler peşinde koşan, Merkez Bankası’nın kasasındaki paranın dahi hesabını veremeyen, kötü gün paramız olan "ihtiyat akçesi"ni de çarçur etmiş bir hükümetle karşı karşıyayız. Düşük faizli kredi vermenin bir anlamı olmadığı, esnafı daha da batağa soktuğu ortada. Esnaf zaten borç içindeydi. Salgın başladığından beri ne kazandı ki; şimdi de bankalara kredilerini geri ödeyebilsin? "Devlet desteği" diye ortaya çıkardıkları rakam, dünya ülkeleri arasında, verilen en düşük destekler arasında yer alıyor ve bu özelliğiyle,  yurttaşa "ölümü gösterip sıtmaya razı etmek" mahiyetinde. İşsizlikte cumhuriyet tarihimizin rekorlarını kırarken; vergi, prim gibi borçlarına "faizsiz" bir erteleme bekleyen esnaf var. Her gün elektrikten doğalgaza, gıdadan ilaca, her hususta muazzam zamlar yapılıyor. Emekliye, işçiye memura çay kaşığıyla maaş artışı yapılırken 20 senenin sonunda 8 uçakla, yüzlerce araçla, yazlığından kışlığına saraylarla saltanat sürerken dünyanın en fazla araç içeren filosuna sahip ülkeleri arasında başı çekerken "israfa izin vermeyeceğiz" diyerek yurttaşın aklıyla alay edenlere biz de "insaf" diyoruz." Bankoğlu, son olarak, bahsettiği bu çıkmazdan kurtulmanın yolunun Cumhuriyet değerlerine ve Atatürk ilkelerine dönüş olduğunu; tarımdan sanayiye ve hayvancılıktan teknolojiye kadar "kendine yetebilen bir ülke" pozisyonuna gelebilmenin şart olduğunu dile getirdi.